"Evet, şu masnuattaki kemal-i hüsn-ü sanat, risalet-i Ahmediyeye (asm) kat’î bir tarzda delalet ederler." Sanatın kemali, Efendimizin (asm) risaletine nasıl delil oluyor?
Değerli Kardeşimiz;
"Risalet-i Ahmediyeye (asm) şehadet eden kâinat ayatının beyyinatından birisi; masnuattaki kemal-i hüsn-ü sanattır. Evet, şu masnuattaki kemal-i hüsn-ü sanat, risalet-i Ahmediyeye (asm) kati bir tarzda delalet ederler." (Mesnevî-i Nuriye, Badıllı Terc., Reşhalar)
Sanat ne kadar mükemmel ve kusursuz olursa, bu sanatı insanlara tanıtmak ve nasıl okunması gerektiğini ders vermek daha bir önemli ve daha bir gerekli hâle geliyor.
Tabiri yerindeyse sanatkâr sanatını sergilediğinde, sanatının inceliklerine hakim ve tarifi kuvvetli bir mihmandar ister. Bu da sanat ile sanatı tarif edecek mihmandar arasında sıkı bir ilişkinin olduğunu gösteriyor.
Allah sanatkâr, kâinat sanatların sergilendiği bir teşhir salonu ve Peygamber Efendimiz (asm) de gerek sanatkârı gerek sanatı tarif eden bir tarifçidir. Burada esas olan sanat ve sanatın mükemmel ve kusursuz olmasıdır. Çünkü sanat şuur sahiplerine hitap eden ve sanatkârı tarif eden en önemli obje ve en mühim nesnedir. Bu nesne ne kadar mükemmelse okuma ve okutma işlemi de o kadar önem kazanıyor.
Özetle, sanatın mükemmelliği derecesinde bu mükemmel sanatı tarif edecek tanıtıcının da varlığına, gerekliliğine ve manevi makamına bakıp işaret eder. Sanat ile sanatı tarif edecek tanıtıcı arasında böyle zaruri bir gereklilik bağı bulunuyor. Mihmandarın olup sanatın olmaması nasıl manasız ise sanatın olup tanıtıcının olmaması da manasız olur...
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
