"Evliya ve asfiya gibi ondan hayat alan semereleri ve hayattar tekemmülleriyle şecere-i mübarekelerinin hayattar..." Burayı "hayattar tekemmülleriyle" terkibiyle birlikte izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Beşincisi: Kur’ân’ın bir cenahı mazide, bir cenahı müstakbelde, kökü ve bir kanadı eski peygamberlerin ittifaklı hakikatleri olduğu ve bu onları tasdik ve teyid ettiği ve onlar dahi tevafukun lisan-ı haliyle bunu tasdik ettikleri gibi; öyle de, evliya ve asfiya gibi ondan hayat alan semereleri ve hayattar tekemmülleriyle şecere-i mübarekelerinin hayattar, feyizdar ve hakikatmedar olduğuna delâlet eden ve ikinci kanadının himayesi altında yetişen ve yaşayan velâyetin bütün hak tarîkatleri ve İslâmiyetin bütün hakikatli ilimleri, Kur’ân’ın ayn-ı hak ve mecma-i hakaik ve câmiiyette misilsiz bir harika olduğuna şehadet eder."(1)
Meyvenin olgunlaşması için, ağacın kökünün canlı, gövdesinin sağlam olması lazım. Ağaç olmadan meyve olmaz.
Bir ağacın hayatlı ve sağlam olmasına en büyük delil, meyvesindeki tazeliktir. İslâm ağacının taze ve taravetli meyveleri ise milyonlarca evliya, sayısız mürşid ve âlimlerdir. İmam Ebu Hanife ve İmam Şafiî gibi büyük müçtehidler, Bayezid-i Bistamî, Şah-ı Geylanî ve Şah-ı Nakşibend gibi tarikat sahipleri, İmam-ı Gazzalî ve Bediüzzaman gibi eşsiz allameler ve milyonlarca Evliya, o nuranî ağacın tatlı ve taravettar meyveleridir.
Milyonlarca evliya, binlerce asfiya, mürşid, müceddid ve âlim, Kur’anın terbiyesinde yetişmiş nuranî ve çok tatlı meyvelerdir. Malum meyvenin olgunlaşması için birtakım merhalelerden geçmesi gerekir. Bu manevî meyvelerin tekemmülü de İslam ağacı ve Kur’an’ın nuru ile mümkündür.
İslam ağacının kökü ve esası Kur’an'dır. Peygamber Efendimiz (asm) de dâhil olmak üzere bütün mürşidlerin, müceddidlerin, âlimlerin, ariflerin ve evliyanın yetişmelerinde, manevî sahada mesafe ve merhale katedip kemale ermelerinde en büyük hayat suyu, Kur’an'dır.
Evliya ve âlimler, kendileri hayatlı olduğu gibi, etrafındaki milyonlarca insanın da manen ihya ve irşadına vesile olmuşlardır. İmam-ı Rabbanî, İmam-ı Gazzalî, İmam-ı Azam ve Bediüzzaman gibi şahısların hayatını tetkik ettiğimizde “hayattar tekemmül” ifadesini çok iyi anlarız.
İslam’ı bir ağaç şeklinde düşünecek olursak; bu ağacın kökü mazideki yüz yirmi dört bin peygamberin aynı iman esasları üzerinde ittifak etmesi iken, gövdesi son Peygamberimiz ve ashabı dal ve budakları ve meyveleri ise milyonlarca evliya ve âlimlerdir.
İslam ağacının iki temel kanadı bulunuyor: Birisi ilim ve medrese ekolünü temsil eden âlimler; diğeri ise tekke ve irfanı temsil eden evliya ve asfiyadır.
“İkinci kanadının himayesi altında yetişen ve yaşayan velayetin bütün hak tarîkatları” bu cümlede ifade edilen İslam ağacının tekke kanadında yetişen milyonlarca evliya ve asfiyadır. Ve bu mübarek meyvelerin tazeliği ve tatlı oluşu ağacın ne kadar canlı ve hak olduğunun bir delilidir.
(1) bk. Sözler, Yirmi Beşinci Söz, Birinci Zeyl.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü