"Fecr-i sadık başladı, başlıyor." ifadesini nasıl anlamalıyız?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Fecr-i sadık, kelime olarak; sabah vakti, Güneş’in gitmemek üzere doğması ve aydınlığın gelmesi manasındadır.

Nasıl ki güneş, etrafımızı aydınlatıyor, bize ışık ve hararet saçıyor ve hayatımıza kaynaklık ediyor ise; İslam güneşi de manevî âlemimizi ve ebedî hayatımızı nurlandırıyor. Ama bazı zamanlarda bu nuru göstermemek için insanların gözlerine yasaklar ve perdeler çekiliyor, baskı ve zulümler ile İslam'dan koparılmaya çalışılıyor. Osmanlının yıkılmasıyla İslam ümmeti parçalandı ve dünyada dinsizlik cereyanı yayılmaya başladı.

Bazı ülkelerde bu dinsizlik rejim haline girdi. Büyük baskı ve zulümlerle din yasaklandı. Âdeta zifiri bir karanlık, insanlık âleminin başına çöktü. Elbette bu hâl devamlı kalmayacak, insanlık bu zifiri karanlık içinde debelenmeyecektir. Allah elbette nurunu, insanlığın imdadına yetiştirip, o zifiri karanlığı parçalayacaktır. İnsanlığa diriliş müjdelerini nurlu sabahlarını takdim edecektir.

İşte "fecr-i sadık", o dinsizlik cereyanının bitip, yerine iman ve İslam’ın hâkim olacağı, huzur ve adaletin başlayacağı zamanın adıdır.

Üstad, İslam güneşinin doğacağı ve insanlığı aydınlatmaya başlayacağı zamana, fecr-i sadık demiştir.

Elbet birgün doğar Şems-i hakikat. Hiç böyle müebbed mi kalır zulmet-i âlem.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 5.655
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...