"Birinci tenvin sayılsa 1380 ederek, 21 sene sonra Risale-i Nur küre-i zemini ışıklandıracak bir sirac-ı münevver olacağına remzeder." Bu tarih Üstad'ın vefatına denk geliyor, izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"HAŞİYE-2 : (Tenvinler, elif sayılır) makamı (1330) edip, Risale-i Nur’un fatihası olan İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin zuhur tarihine وَسِرَاجًا مُنِيرًا eğer birinci tenvin sayılsa (1380) ederek, yirmi bir sene sonra Risale-i Nur küre-i zemini ışıklandıracak bir sirac-ı münevver olacağına remzeder inşaallah. Risale-i Nur talebelerinden Tahsin"(1)
Evvelâ, bu istihraç Tahsin Ağabeyimize aittir. 1380 tarihi miladî 1960 tarihine tekabül ediyor. Bu istihraç da yirmi bir sene evvel yapılmış. Yani hicri 1359 ve miladî yaklaşık 1939 tarihine mukabil geliyor. 1960 tarihi ile alakalı her ne kadar ilk bakışta bir ışık yok gibi görünse de -Çünkü Üstadın vefatı ile birlikte Rahmetli Adnan Menderes ve bazı arkadaşlarının idam edilmesi yıllarına tekabül ediyor.- yine de demokrasinin yeşillenmeye başladığı zamanın arefesine tekabül ediyor. Belirli bir sancılı dönemden sonra fecrin emareleri görünmeye başlanacağının ışıkları yanmaya başladığı tarihlere mukabil geliyor. Yine de bu konuya açıklık getirmek namına Üstad'ın bir başka ifadesi olan fecr-i sadık ve kaziblerle bu tarihe bir nebze izahat getirebiliriz.
Üstadımız meşhur Hutbe-i Şamiye'de "Yetmiş birde fecr-i sâdık başladı veya başlayacak. Eğer bu fecr-i kâzib de olsa, otuz-kırk sene sonra fecr-i sâdık çıkacak."(2) buyuruyor.
Yetmiş bir (71) denilen tarih ile hicri tarih olan 1371, miladi ise 1951'li yıllar kastediliyor. Üstadımız bu tarihte bir fecir, yani bir manevî sabahın yaşanacağını ifade ediyor. Fakat fecir dediğimiz Güneş'in doğmasının iki devresi ve manası vardır. Şöyle ki:
Fecir; sabaha karşı şark ufkunda yayılmaya başlayan beyaz bir aydınlıktır. Bunun mukabili birinci fecirdir ki, bir aydınlıktan sonra tekrar karanlık gelir. Bu birinci aydınlığa fecr-i kâzib denir. Ondan sonra Güneş'in nurları tekrar kendisini göstermeye başlar. Sabah namazının vakti, fecr-i sâdıkta başlar.
İşte Üstadımız, İslam güneşinin inkişafını da bu fecir dediğimiz hadiseye benzetmektedir. Yani bu ülkede 1371 veya 1950 de manevî bir güneşin nurları görünecektir. Şayet bu yalancı fecir bile olsa, bu fecir hakiki fecrin müjdecisidir. 30-40 sene sonra denilen tarihler ise 1951+30=1981 tarihinde Ülkemizde yeniden ışıklar aydınlanmaya başlar. 1981+40 yıl=2021 tarihine işaret eder ki fecr-i sadık dediğimiz, İslam güneşinin tezahür etmesi ve nurlarını artık hakiki olarak göstereceği ve aydınlatacağı müjdelenmektedir.
1951 tarihi Demokratların Halk partisinden ezici bir şekilde idareyi alması ve ilk fecrin meş’alesinin yakıldığı tarihtir.
1981 Ülkenin içerisine sürüklenilmesine çalışılan sağ-sol mücadelesinden bir cihetle kurtulması.
2021 Ülkenin maddî ve manevî refaha kavuşması. Maddî ve manevî bir kıyamet kopmazsa, bu tarihte inşaallah Ülkemizin ciddi bir terakkiye gireceği, İslam birliğinin yeşereceği, Batılı güçlerin Ülkemizin ve İslam âleminin gücünü göreceği ve işbirliği yapmak için sıraya gireceği bir dönüm noktası olacaktır.
(1) bk. Barla Lâhikası, 281. Mektup, HAŞİYE-2.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü