"Güneşi, seyyârâtıyla beraber, arzın sürat-i seneviyesine yakın bir süratle ve haşmet-i rububiyetiyle, bir ihtimale göre Şemsü’ş-şümus tarafına bir hareket vermiş." cümlesini açıklar mısınız?
Değerli Kardeşimiz;
İlmî neticeler ve Risalelerde geçen malumat ışığında "Şemsü'ş-Şumus" hakkında şöyle bir değerlendirme yapılmaktadır:
Çok hassas ve ileri bir çekim ölçme cihazı olan Weber dedektörünü kendi galaksimiz olan Samanyolu'nun merkezine yönelttiğimizde, belli şiddette bir karadeliğin bize ulaşan çekim ışımasını kaydederiz. Bu, galaksimizin tam merkezinde bir karadeliğin bulunduğuna işaret etmektedir.
Gerçekten de galaksimizin merkezinde çok şiddetli kozmik hadiseler cereyan etmektedir. Oradan alınan ışınlar merkeze yerleşmiş dev bir karadeliğin bulunduğunu göstermektedir.
Galaksimizin güneşi diyebileceğimiz bu karadeliğin tahminen üç milyon Güneş'e eşit kütlede ve birkaç ışık saniyesi (bir ışık saniyesi 300.000 km) çapında olduğu tahmin edilmektedir. Onun çekim gücünün büyüklüğünü anlamak için Güneş'in Neptün gezegenine yaptığı çekim tesirini ta on ışık yılı uzaktaki bir gök cismine tatbik ettiği söylenir. Karadeliklerin ağırlığını yani çekiminin şiddetini ise bir çay kaşığı kadar miktarı 40.000.000.000 (kırk milyar) ton gelen nötron yıldızları ile kıyaslayabiliriz. Karadelikler, nötron yıldızlarından yüz binlerce defa daha ağırdır.
Her karadelik gibi Samanyolu merkezindeki karadelik de durmadan yutmaya devam etmekte, gitgide büyümekte ve güçlenmektedir. Yani tesir sahası gittikçe artmaktadır. Uzun kırmızı ötesi (infrared) astronomisinin tesbitleri, her saniye Güneş Sistemi'nin 50 km hızla onun yutulma sahiline yaklaştığımıza göre, "Dünyanın sonu bu karadelik yoluyla mı olacak?" suali gündeme gelmektedir.
Son yıllarda ortaya çıkan tespitlere göre de dünyayı kendisine çekip götüren sadece galaksi merkezindeki karadelik değildir. Sürdürülen seri hesaplamalar ve hassas müşahede ve araştırmalarla, Güneş'in de kendine has bir hareketi olduğu anlaşılınca, ilim dünyası büyük bir şok daha geçirdi. Güneş, Herkül Burcu yakınlarındaki VEGA denen bir yıldıza doğru hareket halindedir. Güneş'in bu hareketinin, Kuzey Kutup Ekseni ile 37 derecelik bir açı yapacak şekilde gerçekleştiği ortaya çıkmış ve bu açıya astro-fizikçiler, "solar apex" adını vermişlerdir. Güneş, işte bu VEGA yıldızına doğru her saniyede 20 km bir hızla hareket halindedir.
Güneş'in bu hareketine, çekim gücü sebebiyle sisteme dâhil bütün gezegenler gibi, üzerinde yaşadığımız yaşlı ve yorgun Dünya da iştirak etmekte; böylece Güneş Sistemi belli bir istikamette, hiç şaşmadan, şaşırmadan yoluna devam etmektedir.
Güneş Sistemi galaksi merkezine doğru hareket etmekle birlikte, bir miktar sapma göstermektedir. Acaba Güneş'imiz galaksi merkezine doğru olan rotasındaki aykırılığın kaynağı ne olabilir? Aykırılığı telafi etmek için bizi çeken başka bir merkez daha olmalıdır. Bu eğer beyaz cüce veya pulsar olsaydı görülürdü. Eğer bu bir kara cüce yahut nötron yıldızı olsaydı, uzun merhaleler gerektirirdi. Bu çok zayıf ihtimal göz ardı edilirse, geriye tek bir izah kalıyor: Bu bir karadelik olmalıdır.
Bir karadelik veya mini mini bir kara nokta, her zaman her yerde birden karşımıza çıkabilir. Aniden burnumuzun dibinde veya yanı başımızda bitebilir. Karadeliklerin parıldayan yıldızları itip-kakma misali, kâinatta çok yaygın olup, şimdi tahmin ettiğimizin on ile yüz katı daha çok olması beklenmektedir: Karadelik uzmanı KippThorne'a göre en ihtiyatlı bir ölçümle, yalnız Samanyolu kollarında bir milyon karadelik bulunmaktadır. Kısacası kâinatta, tasavvurumuzun çok ötesinde karadelik bulunmaktadır.
Güneş diğer güneşlere göre istisna olarak tektir. Güneş'in bir ikizinin olması gerektiğini gök astronomi alimleri kabul etmişlerdir. Güneş'in yakınlarında bir yıldız parıltısı olmadığına göre "Güneş'in eşinin" bir karadeliğe dönüştüğü üzerinde durulmaktadır. Uranüs, Neptün, Plüton gezegenlerinde de çekim dengesizliğinden söz edilmektedir.
Güneş Sistemi'mizde kaç tane gezegen olduğunu dahi doğru dürüst bilmemekteyiz. Plüton gezegeninden sonrasını göremiyoruz.
Güneş Sistemi'mizde bugün bilinen dokuz gezegen vardır. Ancak bu çok eski bir bilgidir. Bazı uzmanlara göre Güneş Sistemi, on iki gezegenden ibarettir. Bunlardan birisinin parçalandığı tahmin edilmektedir. Tietz-Bode, Güneş Sistemi'nin çapını Dünya ile Güneş arasını bir birim kabul ederek 374,8 birim olarak hesaplamıştır. Plüton gezegeninden sonraki mesafeye tam üç gezegen sığmaktadır.
Meselenin başka bir boyutuna gelince, Güneş Sistemi'nde on iki gezegenden söz eden Üstad Hazretleri, Güneş'in manzumesiyle beraber Şemsü'ş-Şumus'a doğru hareket ettiğini Kur'an'ın işareti olarak dile getirmektedir.
Şemsü'ş-Şumus'u çok daha büyük bir yıldız olarak kabul ettiğimizde, erken bir ölüme mahkûm olmuş ve karadeliğe dönüşmüş Güneş'in ikizi olacaktır. Büyük yıldızların yakıtlarını küçüklere nisbetle çabucak bitirdiğini bu yüzden de "ölüme" erken gittiğini burada belirtelim. Hatırlatacağımız diğer bir nokta ise, büyük yıldızların sonunun karadelik haline gelmektir.
"Veşşemsu tecri limüstekarrin leha / Güneş de bir delildir onlara, akar gider yörüngesinde." (Yasin Suresi, 36/38)
ayeti Güneş'in manzumesiyle beraber Şemsü'ş-Şumus'a doğru hareket ettiğine işaret ediyor.
Diğer izahlara da göz atalım:
"...ta Şemsü'ş-Şumus'un mihveri üstündeki elli bin seneden ibaret bir tek yevmine kadar eyyam-ı Rabbaniye vardır..."
"Dünyanın ömrü ise Şemsü'ş-Şumus'un hareket-i mihveriyesi ile hasıl olan eyyam iledir..."
"Ve Şemsü'ş-Şumus'a tabi ve âlem-i bekadan ayrılıp küremize bakan dünyaların ömrü, Şemsü'ş-Şumus'un işarat-ı Kur'aniye ile her bir günü 50.000 (elli bin) sene olmasıyla..."
"Şemsü'ş-Şumus'a tabi dünyaların beka âleminden olduğu ve dünyamıza baktığı..."(1)
Bu ifadelerden çıkardığımız neticeleri şu şekilde hülasa edebiliriz:
- Güneş sistemi topluca Şemsü'ş-Şumus'a doğru yol almaktadır.
- Şemsü'ş-Şumus ahiret ve beka âlemlerindendir. Yaşadığımız fizikî dünyadan farklı bir âlemdir ve ehemmiyetli vazifeler yüklenmişlerdir.
- Şemsü'ş-Şumus'ta geçerli zaman akışında bir gün, bizim ölçülerimize göre elli bin seneye eşittir. Buralarda zaman fevkalade genişlemiştir. Bu zaman ölçüsü başka ayetlerde mesela meleklerin sürati için dile getirilmektedir. Bu hızın, beka âlemlerinin, nurun hız ve zaman akışı olduğunu düşünebiliriz.
Kur’an-ı Kerim "Doğrusu Şi’ra yıldızının Rabbi O’dur." (Necm, 53/49)
Kur’an-ı Kerim Şi’ra Yıldızı’nın varlığından haber verdiğine göre, şu anda böyle bir yıldızın görünmemesini, onun karadelik haline gelmesi ile açıklayabiliriz. Bilindiği gibi fezada bütün yıldızlar çift olarak bulunurlar. Güneş neden istisna olarak tek yıldız halinde bulunuyor? Eğer Güneş bir istisna olarak yaratılmamışsa onun da bir eşi olmalıdır ve Güneş'ten daha büyük bu ikiz şimdi karadelik olarak yerini almış olabilir. Uzayda birçok misali görüldüğü gibi, daha önce karadelik haline gelen yıldız, zamanla eşini kendine doğru çeker ve sonunda onu bütünüyle yutar.
Galaksi merkezindeki karadelikten başka, 6.000 ışık yılı uzaklıkta bulunan Cygnus X-1 çift yıldız sistemindeki mavi dev HDE-226868 en yakınımızdaki karadelik olup, dünyada görebildiğimiz ikizinden devamlı surette madde yutmaktadır. Bu karadeliğin ikizinin yuttuğu maddenin içeri girerken sıkışarak ısınması sonunda dışarı çıkardığı âdeta ölüm çığlığı mahiyetindeki röntgen şuaları, dünyadan kolaylıkla müşahede edilebilmektedir.
Yakın zamanlarda ortaya çıkarılan bir diğer hakikat ise çok daha şaşırtıcıdır. 1987 yılının bir sabahında, dünyanın önde gelen yedi ilim adamı, Washington'da bir araya geldi. Tartıştıkları konu şuydu:
- İçinde Güneş gibi 200.000.000.000 yıldız barındıran Samanyolu, tarifi imkânsız bir hızla uzayda nereye gidiyordu?
Astrofizik sahasında isim yapmış bu yedi ehl-i ihtisas, kısa süren bir tartışmadan sonra çalışmalarını ortak bir raporla ilim dünyasına duyurmaya karar verdiler. Samanyolu yıldız adası, saniyede 700 km. bir hızla, 300.000.000 ışık yılı uzaktaki Hydra-Cenaurus adı verilen bir galaksinin de ötesinde bir bölgeye doğru sürükleniyordu. Bu bölgede, on binlerce galaksiyi içine alacak büyüklükte, şimdiye kadar görülmemiş olağanüstü çekim gücüne sahip bir cisim vardı.
Sonraki yıllarda yapılan çalışmalarda bu çekim sebebinin bir karadelikten kaynaklandığı anlaşıldı. Bu karadeliğin adına "Büyük Çekici" manasında "Great Attractor" adı verildi. Samanyolu'nun bu hareketine ise "Garip Özel Hareket" manasında "Peculiar Motion" dendi.
Takip eden birkaç sene içindeki çalışmalar, en az 900 galaksinin bu "Büyük Çekici"nin tesiri altına girdiğini ve korkunç hızlarla ona doğru sürüklendiğini ortaya çıkardı.(2)
Dipnotlar:
1) bk. Barla Lahikası, 250. Mektup.
2) bk. Zafer Dergisi, Haziran 2010, Sayı 402.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar