"Hadîs, maden-i hayat ve mülhim-i hakikattir." cümlesini izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
Bu ifade, hakikat çekirdeklerinde vecize olarak geçmektedir. Bir ağacın bütün planı çekirdeğine yerleştirildiği gibi, çekirdek olan bir hakikatin içerisinde de bir ağaç ve belki de bir kitap kadar mâna ve muhteva dercedilmiştir.
Hayat, İslamiyet'le kemalini bulur. Hayatın hayatı ve ruhu İslamiyet'tir. İslamiyetsiz hayat, bir nevi hayvaniyettir.
İşte bu yüce, kudsî ve mükemmel hayatın esası, temeli ve sütunları ise semavî din iledir. Beşerî ve arzî fikirler ve sistemler, bu hayatı kemale erdiremez.
Mademki hayatın kemali; hayatı yaratan Allah’a teslim ve O’nun terbiyesi ile semavî dinler olacaktır. O halde, hayatın kemal noktası, ve en mükemmel din olan İslamiyet'le tahakkuk edecektir.
İslamiyet'in de bu mesele ile alâkalı iki mühim esası vardır.
1. Vahy ile gelen Kur'an-ı Kerim,
2. İlhamla zuhur eden hadis-i şerifler.
Kur'an ve hadisler; her ikisi de insan hayatının, kemalinin ve saadetinin temeli, esası ve madenidir.
Kur'an-ı Kerim'i, Resul-ü Kibriya (asm.)'nın ahvali, ef’ali ve akvali tefsir ve şerh etmiştir. Resul-ü Kibriya'nın bu vaziyeti; Kur'an’ın hakikatlerinin, mücessem bir halidir.
İşte muazzez Üstadımız mezkûr hakikate binaen, hadis-i şeriflerin; insan hayatının madeni ve esası olduğunu veciz bir şekilde ifade etmiştir.
Demek ki insan hayatının hakikati, güzelliği, kemali, huzuru ve esası; madenler hükmünde olan hadislerden ve Resulullah (asm)'ın ahval, ef’al ve akvalinden çıkartılmaktadır. Bütün doğru kaide ve kanunlar o menba ve kaynaktan süzülmektedir. Bu sayede hayatımız; mükemmel bir saadet hayatı olmaktadır.
Mülhim-i hakikat mevzuu ise, yukarıda izah ettiğimiz gibi insanların itikadda, ibadette, fikirde, tavır ve davranışlarında, hayat-ı içtimaiyede hâsılı her hususta, hakikati bulmak ve yaşamak için; ilham edici, hatırlatıcı ve yol gösterici olarak da yine Muazzez Üstadımız hadis-i şerifleri nazara vermektedir.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü