"Hakaik-i şeriat ne derecede müraat ve muarefet ve münasebette bulunmuşlardır ki, o kavanin-i hilkatin muvazenesini muhafaza etmiştir." İzah eder misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

"İşte buna binaen temaşa et. Göreceksin ki, hilkatte cârî olan kavanin-i amîka-i dakika —ki hurdebîn-i akılla görülmez— hakaik-i şeriat ne derecede mürâat ve muarefet ve münasebette bulunmuşlardır ki, o kavanin-i hilkatin muvazenesini muhafaza etmiştir."

"Evet, şu asâr-ı tavîlede şu müsademat-ı azîme içinde hakaikini muhafaza, belki daha ziyade inkişafa getirdiğinden gösterir ki, Resul-i Ekremin (a.s.m.) mesleği, hiçbir vakit mahvolmayan hak üzerine müessestir." (Muhakemat, 3. Makale/Unsuru'l-Akide, 2. Maksat)

İslam şeriatı, yaratılış kanunlarının dengesini, ayarını, ölçülerini o kadar güzel bir şekilde görüp gözetmiş ki; "fıtrat eşittir şeriat" ya da "şeriat eşittir fıtrattır" şekline gelmiştir.

Yani İslam’ın insanlığa getirmiş olduğu emir ve yasaklar gayet fıtri, doğal ve tabiat ile uyumludur. Hiç kimse İslam şeriatının fıtri olmadığını yaratılış kanunlarındaki denge ve ölçüye riayet etmediğini iddia edemez.

Şayet İslam şeriatı yaratılış kanunlarına aykırı ve uyumsuz olmuş olsa idi, zaman onu iskat edip gündemden düşürürdü. Oysa zaman ilerledikçe İslam tazeliğini ve güncelliğini koruyor, gelişip daha da kuvvet kazanıyor.

İlave bilgi için tıklayınız:

- "Şeriat-ı garrâ kelâm-ı ezelîden geldiğinden, ebede gidecektir. Zira şecere-i meylü’l-istikmâl-i âlemin dalı olan insandaki meylü’t-terakkinin mahsul ve semeresi olan istidadın..." Dördüncü Hakikati izah eder misiniz?

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...