"Hakikat-i Muhammediyenin bir cilvesi o Âl-i Abâda tezahür ediyor." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
Hakikat-ı Muhammediye’den maksad, Peygamberimiz (asm.)'in getirmiş olduğu dinin mahiyeti ve muhtevasıdır. Ahlâk, edeb, hukuk ve muamelattan tutun tâ en küçük bir mahlûkun hukukunun muhafazasına kadar, bu dünyada yapacağımız bütün hususların dinî mihverde mütalaa etmemizi ve hayatımızı o nizama göre tanzim etmemizi ihtiva etmektedir. İşte Âl-i âbâ’nın altındaki o muhterem zatlar, İslâm dininin bütün güzelliklerini, adeta ayine- misal Peygamber Efendimiz (asm.)’den ahzedip, kendi hayatlarında en güzel şekilde tatbik edip, bizlere hüsn-ü misal olup üstad olmuşlardır.
Binaenaleyh Hakikat-ı Muhammediye’nin (a.s.m.) bir cilvesi bu şekilde muhataplarında tezahür edip, beşeriyetin yıldızları olup, onlara tebaiyyet neticesinde kişi hidayete eriyorsa; o zaman Peygamber Efendimiz (a.s.m.)’in tüm mahiyeti veya hakikatı kim bilir ne şekildedir. Doğrusu bunu idrak etmekten aciziz.
"İdraki meali bu küçük akla gerekmez,
Zira bu terazi o kadar sıkleti (ağırlığı) çekmez."
Mısralarında da ifade edildiği gibi, insanlık O zât-ı rûşen-zamirin (a.s.m.) hakikatını tam olarak massetmekten âcizdir.
Peygamber Efendimiz (a.s.m.)’in huzuruna gelip bir saat sohbetinde bulunduktan sonra, gidip o zamanın en medenî milletleri olan Çin ve Hind gibi milletlere üstad olup, hakikatın rehberi olan sahabe efendilerimizi hatırlamamız bahsimiz açısından ehemmiyetlidir. Demek ki Peygamber Efendimizin o kadar küllî hasiyetleri, meziyetleri var ki, bunların bir cilvesine ayine olanlar, insanlığa rehber-i hakâik ve mürşid-i ekmel olmaktadırlar.
İşte o âl-i âbâ’nın altında bulunan zatlara bir baksak, acaba kimler var: En başta kâinat onun hatırına yaratılmış olan Habib-i Kibriya Efendimiz (a.s.m.), evliyaların şahı Hz. Ali (r.a.), Peygamber Efendimiz (a.s.m.)’in ifadesiyle cennetin iki delikanlısı Hz. Hasan ve Hüseyin ve anneleri Hazret-i Fatıma (radiyallahu anhüm ecmein)...
İşte bu tablo bizlere ilmin kapısı ve evliyaların şahı olan Hz.Ali (r.a.)’nin mahiyetini ve o nesl-i mübarekin devamının bunlarla olduğunu derhatır ettirmekte ve bir tezahürün neticesinin ne kadar kudsî bir manzara teşkil ettiğini gözler önüne sermektedir...
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar
teşekkür ederiz...