"Hakkın şe’ni ittifaktır. Faziletin şe’ni tesanüttür. Düstur-u teavünün şe’ni, birbirinin imdadına yetişmektir. Dinin şe’ni uhuvvettir, incizaptır." Bu ifadeleri izah eder misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

"Hakkın şe’ni ittifaktır. Faziletin şe’ni tesanüddür. Düstur-u teâvünün şe’ni, birbirinin imdadına yetişmektir. Dinin şe’ni uhuvvettir, incizaptır. Nefsi gemlemekle bağlamak, ruhu kemâlâta kamçılamakla serbest bırakmanın şe’ni, saadet-i dâreyndir."(1)

"Hakkın şe’ni ittifaktır."

Hak, âlemde her şeyin müşterek paydasıdır. Herkesin müşterek noktasıdır. Kur’ân'ın hakikatleri haktan gelip ve hakkı esas kıldığından dolayı, nazara verdiği meselelerde bütün aklıselim sahipleri ittifak ederler. Dolayısıyla Kur’ân'ın talebeleri hakkın etrafında bir araya gelerek ittifak ederler.

Fakat felsefe mesleğinde hak olmadığından, ittifak da meydana gelmez. Felsefecilerin birbirlerini cerh etmeleri ve her birine göre müstakil bir ekolün teşekkül etmesi buna delildir.

"Faziletin şe’ni tesanüttür."

Bir hizmette, bir kimsenin kendi vazifesinden başka hizmetler de üslenmesi, fedakârlık göstermesi ve gayret etmesi fazilettir. Fazilet erbabı tesanüd ve dayanışma içinde hareket ederler, birbirine kuvvet verirler, birbirlerinin noksan taraflarını ikmal ederler.

"Düstur-u teavünün şe’ni, birbirinin imdadına yetişmektir."

Teavün ve yardımlaşma kâinatın düsturudur. Bütün kâinatta teavün vardır. İslâmiyet fıtrî bir din olduğundan, âlemdeki teavün sırrı Müslümanlara da câridir. İslâm dini; âlimleri cahillerin, zenginleri fakirlerin, kavîleri zaiflerin yardımına koşturmuş, bunu bir vecibe olarak emretmiştir.

"Dinin şe’ni uhuvvettir, incizaptır.

Kur’ân-ı Kerim'de Cenab-ı Hak müminleri kardeş olarak ilan etmiştir. Aynı Allah’a inanan, dini bir, kitabı bir ve peygamberi bir olan ehl-i iman arasında kuvvetli ve ulvî bir kardeşlik teessüs eder.

"Nefsi gemlemekle bağlamak, ruhu kemalata kamçılamakla serbest bırakmanın şe’ni saadeti dareyndir."

Nefis ile ruh bir terazinin iki kefesi gibidir. Biri hevadan, diğeri Hüda’dan beslenir. Nefis inkişaf ettikçe ruh zaifleşir. Nefis gemlendikçe ve terbiye edildikçe, ruh tekâmül eder.

Salih amellerle cennete doğru yol alınırken, takva ile de cehennemden uzaklaşılır. Bunun neticesi ise iki dünya saadetidir.

(1) bk. Sözler, On İkinci Söz.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 8.231
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

Kullanıcı

"Dinin şe’ni uhuvvettir, incizaptır."

Buradaki şe'n kavramını, külliyatta defalarca geçiyor, her okuduğumda 'gerek' olarak anlıyorum. Şuunatın da tekilidir.

Burada ve bu tarz yerlerde farklı bir anlamı var mı, yoksa 'gerek' olarak mı düşünelim? 

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Editor (Muaz)
Özelliği, gereği olarak kullanılabilir. Dinin gereği dinin özelliği gibi. 
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Yükleniyor...