"Hayat-ı içtimaiye-i İslâmiyeye öyle bir zarardır ki; ileride vereceği neticeleri düşündükçe tüyler ürperir." İzah eder misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

"Evet, haricî siyaset memurları ve erkân-ı harpler ve kumandanlara bir derece vazifece münasebeti bulunan siyasetin geniş dairelerine ait mesâili, basit fikirli ve idâre-i ruhiye ve dîniyesine ve şahsiyesine ve beytiyesine ve karyesine ait lüzumlu vazifesini geri bıraktırmakla onları meraklandırıp ruhlarını serseri, akıllarını geveze ve kalblerini dehakaik-i imaniye ve İslâmiyeye ait zevklerini, şevklerini kırıp havalandırmak ve o kalbleri serseri etmek ve mânen öldürmekle dinsizliğe yer ihzar etmek tarzında, kemâl-i merakla, onlara göre mâlâyâni ve lüzumsuz mesâil-i siyasiyeyi radyoyla ders verip dinlettirmek, hayat-ı içtimaiye-i İslâmiyeye öyle bir zarardır ki, ileride vereceği neticeleri düşündükçe tüyler ürperir."(1)

Kendini, evini ve raiyetini idare etmekten aciz insanlar, dünya ve ülke siyaseti ile meşgul olup aklını geveze hâle getirirlerse; bu basit düşünceli insanlar dünya ve ülke siyaseti ile uğraşmaktan kendini ve ailesini eğitmekten mahrum kalırsa, o zaman toplumun geleceği büyük bir tehlike altına girer.

Biz "İleride vereceği neticeleri düşündükçe tüyler ürperir" cümlesi ile işaret edilen durumu, itikadî, içtimaî ve ahlakî bozulmalar olarak anlıyoruz. Bugün genç nesil uyuşturucu, içki, kumar ve şans oyunlarına müptela olmuş ise, bunda ebeveynlerin ihmalinin büyük bir payı bulunmaktadır. Ebeveynler siyaset gibi boş ile uğraşmak yerine, raiyetinin eğitimi ve terbiyesi için gayret göstermelidirler.

İmanlı ve şuurlu anne bababın yetiştirdiği evlatlar, toplumun birer güzide fertleri olarak ailesine, vatanına ve milletine faydalı olurlar. Evet, her hane memleketin küçük bir numunesidir. Yarın memleketi idare edecek kişiler, ilk terbiyeyi o hanede alırlar. Bir evladın ilk mektebi, validesinin kucağıdır. Ana ve babanın en mühim vazifesi, geleceğimizin teminatı olan yavrularını ahlaklı, edepli, vefakâr, fedakâr, çalışkan, âlicenap ve vatanperver evlatlar olarak yetiştirmektir. Peygamber Efendimiz (asm.) şöyle buyuruyor: “Hiçbir baba çocuğuna güzel ahlâktan daha iyi bir hediye (miras) veremez.”

Bu bakımdan, bir ana babanın evlatlarına bırakacağı en kıymetli ve en hayırlı servet, fazilet, marifet ve güzel ahlaktır. Annenin vazifesi, çocuk daha anne karnındayken başlar. Bundan dolayı annenin helal ve harama çok dikkat etmesi, çocuğu haram ile beslememesi gerekir. Çünkü haramla beslenen çocuğun ne ailesine, ne milletine, ne de devletine bir faydası olmaz. Malumdur ki, her insanın yaratılışında iyiye ve kötüye, hayır ve şerre, hidayet ve dalalete kabiliyet mevcuttur. Şayet o ruh ve Allah korkusu, istikamet, iffet, takva, tevazu, hilim, edep, hayâ ve şecaat gibi güzel ahlâkla ıslah edilmezse, bayağı hislerin ve şehvanî arzuların tesiriyle hayvandan aşağı bir derekeye düşer.

Çocuk, fıtraten temiz ve günahsızdır. Onu iyilik ve güzelliklerle donatacak annedir. İyi bir terbiyeci sayesinde çocuk ileri yaşlarda manen kemale ve kurtuluşa erebilir. Her insanın iman, ibadet, helal ve haramla alakalı bilgileri öğrenmesi ve çocuklarına öğretmesi farzdır.

"Evet, insanın en birinci üstadı ve tesirli muallimi, onun validesidir. Bu münasebetle ben kendi şahsımda kat'î ve daima hissettiğim bu manayı beyan ediyorum: "Ben bu seksen sene ömrümde, seksen bin zatlardan ders aldığım halde, kasem ediyorum ki; en esaslı ve sarsılmaz ve her vakit bana dersini tazeler gibi merhum vâlidemden aldığım telkinat ve manevî derslerdir ki; o dersler fıtratımda, âdeta maddî vücudumda çekirdekler hükmünde yerleşmiş. Sair derslerimin o çekirdekler üzerine bina edildiğini, aynen görüyorum. Demek bir yaşımdaki fıtratıma ve ruhuma, merhum vâlidemin ders ve telkinatını, şimdi bu seksen yaşımdaki gördüğüm büyük hakikatler içinde birer çekirdek-i esasiye müşahede ediyorum."

"Ezcümle; meslek ve meşrebimin dört esasından en mühimi olan şefkat etmek ve Risale-i Nur'un da en büyük hakikatı olan acımak ve merhamet etmeyi, o vâlidemin şefkatli fiil ve halinden ve o manevî derslerinden aldığımı yakînen görüyorum." (Lem’alar, 24. Lem’a)

Çocuklar evin içinde görüp işittiklerini bir fotoğraf makinesi gibi alarak kendi hayatlarına tatbik ederler. Bu yönden anne ve babalar çocuklar için modeldir.

(1) bk. Kastamonu Lahikası, (30. Mektup)

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 2.325
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

ihlasnur
müsbet manada "Şimdi ekilen nur tohumları, zemininizde çiçek açacaktır. Tarihçe-i Hayat ( 85 )" menfide de dediğiniz gibi ""İleride vereceği neticeleri düşündükçe tüyler ürperir." "
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Yükleniyor...