"Nev-i beşerin hayat-ı dünyeviyesinde en cemiyetli merkez ve en esaslı zemberek ve dünyevî saadet için bir cennet, bir melce bir tahassungâh ise, aile hayatıdır." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Nev-i beşerin hayat-ı dünyeviyesinde en cemiyetli merkez ve en esaslı zemberek ve dünyevî saadet için bir cennet, bir melce bir tahassungâh ise, aile hayatıdır. Ve herkesin hanesi, küçük bir dünyasıdır. Ve o hane ve aile hayatının hayatı ve saadeti ise; samimi ve ciddi ve vefadarane hürmet ve hakiki ve şefkatli ve fedakârane merhamet ile olabilir." (Şualar, Dokuzuncu Şua, Dördüncü Delil)
Zemberek, kelime olarak hareketi sağlayan güç kaynağı ya da yay mânasına geliyor. İnsanı hayata hazırlayıp, onun maddî ve manevî terbiyesinin verildiği yer, ailedir. Dolayısı ile insana hareket veren ve insanın hayat yolculuğunda sağlam bir şekilde yürümesini sağlayan ilk kaynak, ilk hareket merkezi aile hayatı oluyor.
Şayet aile hayatında verilen terbiye ve eğitim zayıfsa, o insan hayat yolculuğunda tökezleyerek ve zorlanarak ilerler. Aile hayatında verilen dinî eğitim ve terbiye sağlamsa hayatta da sağlam yürür.
Çocuk, fıtraten temiz ve günahsızdır. Onu iyilik ve güzelliklerle teçhiz edecek annedir. İyi bir terbiyeci sayesinde çocuk ileri yaşlarda manen kemale ve kurtuluşa erebilir. Anne, çocuğuna bilhassa dinî terbiye verirken şuurlu davranmalı; korkutmadan, çocuğa kâinatın yegâne sahibi olan Rabbini tanıtmalı ve sevdirmelidir. Cenab-ı Hakk’ın verdiği nimetleri ona hatırlatarak, O’nun affedici, mükâfatlandırıcı, koruyucu, merhamet edici sıfatlarını telkin etmelidir. Bu bakımdan annenin vazifesi ve mükellefiyeti büyük olduğu kadar zordur da. Zira memleketin geleceğine istikamet veren şahsiyetlerin yetiştirilmesinde en ehemmiyetli vazife annelere düşmektedir.
Her insanın iman, ibadet, helal ve haramla alakalı bilgileri öğrenmesi ve çocuklarına öğretmesi farzdır. Yani annelerimiz istikbalimizin teminatı olan gençleri yetiştirmede vazifeli oldukları için, evvela kendilerini İslâmî bilgilerle yetiştirmelidirler. Bu durum ihmal edilirse, annenin çocuklarına faydadan çok zararı dokunur. İslamî terbiyeden ve onun ulvî hakikatlerinden mahrum olan cahil bir anneden terbiyeli ve ahlâklı bir çocuk yetiştirmesi beklenemez. “Beşiği sallayan el, dünyaya istikamet veren, tarihin akışını değiştiren eldir” sözü darb-ı mesel olmuştur.
Bediüzzaman Hazretleri annenin hem kendi eğitiminde hem de çocuk eğitiminde nasıl mühim bir yere sahip olduğunu şöyle dile getirir:
"Evet, insanın en birinci üstadı ve tesirli muallimi, onun validesidir. Bu münasebetle ben kendi şahsımda kat'î ve daima hissettiğim bu manayı beyan ediyorum:
"Ben bu seksen sene ömrümde, seksen bin zatlardan ders aldığım halde, kasem ediyorum ki; en esaslı ve sarsılmaz ve her vakit bana dersini tazeler gibi merhum vâlidemden aldığım telkinat ve manevî derslerdir ki; o dersler fıtratımda, âdeta maddî vücudumda çekirdekler hükmünde yerleşmiş. Sair derslerimin o çekirdekler üzerine bina edildiğini, aynen görüyorum. Demek bir yaşımdaki fıtratıma ve ruhuma, merhum vâlidemin ders ve telkinatını, şimdi bu seksen yaşımdaki gördüğüm büyük hakikatler içinde birer çekirdek-i esasiye müşahede ediyorum.
"Ezcümle; meslek ve meşrebimin dört esasından en mühimi olan şefkat etmek ve Risale-i Nur'un da en büyük hakikatı olan acımak ve merhamet etmeyi, o vâlidemin şefkatli fiil ve halinden ve o manevî derslerinden aldığımı yakînen görüyorum." (24. Lem’a)
Evet, ebeveynin yerine getirmesi gereken en mühim vazifelerin başında; Cenab-ı Hakk’ın kulları üzerindeki hakkını ve kulların birbirine karşı olan vazifelerini anlatmak gelir. Ayrıca çocuğa, topluma zarar veren yalan, hile, hıyanet, sefahet, hayâsızlık ve iffetsizlik gibi kötü ahlâkın zararlarını da anlatmaları gerekir. Çocuğun terbiyesinde en birinci gaye, Allah ve Rasulünün sevgisini onların kalp ve ruhlarına nakşetmektir. Çocuğun seviyesine uygun ibret verici hikâyeler ve güzel menkıbelerle bu sevgiyi te’kid ve teyit etmek gerekir.
Cemiyetli merkez; insan sosyal bir varlıktır ve diğer insanlar ile irtibat içinde olmak mecburiyetindedir. Ve insanın ilk içtimaî muhiti de aile hayatıdır. Aile insanı içtimaî hayata hazırlayan bir mektep gibidir. İçtimaî yapının temelinde ve merkezinde aile vardır. Ailenin temelinde de din, dinî örf ve an’ane ana unsurdur.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü