"Hususî ve cüz'î ve yalnız şahsî hizmet veya mağlûbane perde altında veya bid'alara müsamaha suretinde ve te'vilât ile bir nevi tahrifat içinde hizmet-i diniye tam olamaz." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Risale-i Nur'un mesleği, sair tarikatlar, meslekler gibi mağlûp olmayarak, belki galebe ederek pek çok muannidleri imana getirmesi, pek çok hâdisâtın şehadetiyle, bu asırda bir mucize-i mâneviye-i Kur'âniye olduğunu ispat eder. O dairenin haricinde, ekseriyetle, bu memlekette, bu hususî ve cüz'î ve yalnız şahsî hizmet veya mağlûbane perde altında veya bid'alara müsamaha suretinde ve te'vilât ile bir nevi tahrifat içinde hizmet-i diniye tam olamaz diye, hâdisat bize kanaat vermiş."(1)
Risale-i Nur'un iman hakikatlerini isbat noktasındaki kuvveti, Nur talebelerinin şiddetli sebat ve sadakat göstermeleri, aynı zamanda Risale-i Nur mesleğinin Ehl-i sünnet çizgisinden taviz vermemeleri, dinsizleri çaresiz bırakmış, onları manen mağlup etmiştir.
Yukarıda saydığımız hususlar sair cemaat ve tarikatlarda tam manası ile tezahür etmediği için, onlar bu asrın materyalist cereyanı karşısında mağlup, tavizkâr ve bid’atlere müsamahakâr gittikleri için; İslam’a ve imana tam manası ile hizmet edememişlerdir.
Yanlış anlaşılmasın, bu hususiyetler hâlihazırdaki cemaatler için değil, Üstad Hazretlerinin zamanındaki ağır şartların olduğu dehşetli dönemler içindir. Hakikaten komünizmin ve dinsiz rejimlerin bütün dünyayı kasıp kavurduğu o dönemlerde, en sebatlı ve en sadakatli bir şekilde ayakta duran İslamî hareket Nur hareketi olmuştur desek, mübalağa sayılmaz.
Üstad Hazretleri burada bu inceliğe işaret ediyor, yoksa sair cemaat ya da tarikatları küçümsüyor değildir.
(1) bk. Emirdağ Lâhikası-I, 34. Mektup.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar
Bazı baskılarda "hizmet-i diniye tam olabilir" diye geçiyor, doğrusu hangisi?
Doğrusu yukarıda vermiş olduğumuz şeklidir. Hem “olabilir” ifadesi paragrafın akışına uygun düşen bir kelime değildir. Zira “olabilir” denildiği zaman, paragraf ve cümle anlamsız bir hâle gelir.
“O dairenin haricinde, ekseriyetle, bu memlekette, bu hususî ve cüz’î ve yalnız şahsî hizmet veya mağlûbane perde altında veya bid’alara müsamaha suretinde ve te’vilât ile bir nevi tahrifat içinde hizmet-i diniye tam olabilir diye, hâdisat bize kanaat vermiş.”
Görüldüğü gibi bu ifade manaya hiç uymuyor.
''bid'alara müsamaha suretinde ve te'vilât ile '' bu kısmı örneklendirebilir misiniz? Nelerdir mesela?
Bugün için takım cemaat ve gruplar yaptığı için merak ediyorum; halk partisini desteklemek bidat mıdır? Türkiye'ye darül harp demek bidat mıdır?