Celcelutiye'nin vahiy yolu ile Efendimize yeşil atlas üzerine yazılı olarak geldiğini yazmışsınız, ancak sahifeyi Hz. Ali’nin aldığını yazıyorsunuz. Efendimize inen sahifeyi Hz. Ali neden almıştır?
Değerli Kardeşimiz;
Peygamber Efendimiz (asm), ashabı içinde birçok sahabeye kabiliyeti doğrultusunda vazifeler tevdi etmiştir. Peygamberimiz (asm) her işin ehlini tespit edip o işi ona havale etmiştir. Siyasi işlerde Amr ibn-i As, askeri işlerde Halid bin Velid, sır saklamada Hazreti Huzeyfe...
"Her ümmetin bir emini vardır benim ümmetimin emini ise Ebû Ubeyde b. el-Cerrah’tır."(1)
"Ben ilmin şehriyim, kapsısı ise Ali (r.a)'dir."(2)
sözünden de anlaşılacağı gibi, Celcelutiye’nin tanzim ve sonraki nesillere aktarılması vazifesi ona tevdi edilmiştir. Bu meseleye, bu duanın sonraki kuşaklara naklini en güzel bir surette yapacak kişinin tespiti ve ona tevdi edilmesi, diye bakmak lazımdır.
Celcelutiye'nin Arapça yerine Süryanice olmasının bir hikmeti şu olabilir:
Süryanice daha önceleri bir vahiy dili idi. Sonra nübüvvet Hazreti İsmail (as)‘ın neslinden gelen Peygamberimize (asm) geçince, o dil unutulma riski ile karşı karşıya kaldı. Bu yüzden unutulmamak için bu dua o dil üzere gelmiş olabilir.
İkinci olarak Süryanice vird ve dua açısından çok akıcı ve zengin bir dil olmasından, Celcelutiye bu dil ile gelmiş olabilir. Süryanice, Aramicenin bir lehçesidir.
Dipnotlar:
(1) bk. Tirmizi, Menakıb 33.
(2) bk. el- Cami’us-Sağir, 1/415, Sevaiku'l-Muhrika 73; Tehzibu't-Tehzib 6/320; Müstedrek-i Hâkim 3/126.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar