"İnsan ahsen-i takvimde yaratıldığı ve ona gayet cami’ bir istidat verildiği için..." Devamıyla izah eder misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

"Biz insanı en güzel şekilde yarattık.” (Tin, 95/4)

Hasen, güzel demektir; ahsen ise daha güzel, en güzel ...

Takvim; “kıvama getirmek, nizama koymak, eğriyi doğrultmak, kıymetlendirmek” gibi manalara gelir.

Ayet-i kerimede geçen "ahsen-i takvim" hakkında tefsirlerde verilen manalardan bir kısmı şöyle:

- Mükemmel ve en güzel sıfatlarla muttasıf.

- En güzel bir kıvama erebilme istidadında ve en güzel bir şekilde yaratılmış olan.

- En güzel şekilde ve eşsiz bir yaratılışta olan.

- Hem beden hem ruh itibariyle mükemmel ve en seçkin.

- Bilen, irade eden, konuşan, gören, işiten, düşünüp tedbir alan, bu sayede kendinden daha güçlü varlıklara hâkim olan varlık...

- Maddi ve manevi olarak, doğrultmanın, kıvama koymanın, şekillendirmenin en güzelinde.

Cenab-ı Hak, ebedî saadete namzet olarak yarattığı, akıl, hafıza, hayal ve daha nice zahiri ve bâtıni duygularla teçhiz ettiği insanın ruhuna, o ruha uygun en güzel bir beden giydirmiştir.

İnsanın yemesi, içmesi, oturması ve yatması gibi bütün fiilleri de en mükemmeldir.

“Rahmet-i İlahiye hazinelerinin bir nazır-ı mahiri ve Kudret-i Samedaniye matbahlarının bir müfettiş-i şâkiri”(1) olan dili, tatlı ve acı, bütün lezzetleri zevk ettiği cihetle güzel olduğu gibi, Cenab-ı Hakk’ı zikir, tazim ve hamd ettiğinden dolayı da ahsendir ve değeri âlidir.

İnsanın gözü de en güzeldir. Rengârenk çiçeklerin letafet ve zerafetini temaşa edip ibret alan bir göze paha biçilir mi? Mütefekkir bir insan, gözü ile bütün âlemi seyreder, kâinattaki nizam ve ahengi görür ve bunun bir sahibi olduğunu aklı ile tasdik edip ona iman eder.

İnsanın bedenini süsleyen her azası vücudunda en münasip bir yere konulmuş, ruhuna âlî hisler, harika duygular ve sayısız latifeler takılmıştır.

Cenab-ı Hakk’ın insana bahşettiği nimetlerin en büyüğü olan akıl, cennetlerin fevkindedir. Zira akıl, Üstat Hazretlerinin ifadesiyle “şu kâinatta olan nihayetsiz rahmet hazinelerini ve hikmet definelerini açar. Ve bununla sahibini, saadet-i ebediyeye müheyya eden bir mürşid-i Rabbanî”(2) olur.

Hem, imanın mahalli, marifet ve muhabbetin tecelligâhı ve bütün feyizlerin menbaı olan kalbin değeri, her türlü tasavvurun fevkindedir.

Hâlık-ı Hâkim’in varlığının şahidi olan, hayrı kabul, şerri ve haksızlığı kabul etmeyen emin bir mürşid olan insanın vicdanı da ahsendir, en güzeldir.

“İşte insan, Cenâb-ı Hakk'ın böyle antika bir sanatıdır ve en nazik ve nazenin bir mucize-i kudretidir ki, insanı bütün esmasının cilvesine mazhar ve nakışlarına medar ve kâinata bir misâl-i musağğar suretinde yaratmıştır.”(3)

Her varlık, Allah’ın bir sanat eseri olmakla birlikte, insan için “antika bir sanat” ifadesinin kullanılmasıyla, onun diğer sanat eserlerinden üstünlüğüne işaret edilmiştir. Zira her mahluk Allah’ın bir kudret mucizesi olduğu hâlde insan için “en nazik ve nazenin bir mucize-i kudretidir” denilmiştir.

Hemen arkasından ahsen-i takvimin çok ehemmiyetli bir cihetine yer verilmiş ve insanın “bütün ilahi isimlerin cilvesine mazhar” olduğu ifade edilmiştir.

İnsan, kendisinde bütün ilahi isimlerin tecelli etmesiyle meleklerden daha üstün bir mahiyete sahip olmuştur. Meleklerde Rezzak, Şâfi, Ğaffar, Tevvab gibi isimler tecelli etmez. Buna göre ahsen-i takvimin bir manası da insanda bütün isimlerin tecelli etmiş olmalarıdır.

İnsanın ahsen-i takvimde yaratılmış olmasının bir başka yönü olarak, onun “kâinata bir misal-i musağğar” olduğuna dikkat çekiliyor. Misal-i musağğar, küçültülmüş misal demek olup, kâinattaki bütün âlemlerin insanda küçük ölçüde temsil edildiklerini ifade eder.

"Mahiyet-i insaniye, şu kâinatın bir misal-i musağğarı olduğundan, âdeta âlemde ne varsa insanda nümunesi vardır."(4)

Bu konu Nur’un birçok dersinde işlenmiş ve insan hafızasının levh-i mahfuzdan, hayalinin âlem-i misalden, kemiklerinin taşlardan, etlerinin topraktan, vücudundaki muhtelif akıntıların nehirlerden haber verdikleri, onların küçük misalleri oldukları ifade edilmiştir.

Dipnotlar:

1) bk. Sözler, Altıncı Söz.

2) bk. age.

3) bk. age., Yirmi Üçüncü Söz, Birinci Mebhas.

4) bk. age., Yirmi İkinci Söz (Haşiye).

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 4.363
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...