"İnsanda kalbin bir köşesinde lümme-i şeytaniye denilen bir alet-i vesvese ve kuvve-i vahimenin telkinatıyla konuşan bir şeytani lisan..." cümlesini devamıyla açar mısınız?
Değerli Kardeşimiz;
"İnsan küçük bir âlem olduğu gibi, âlem dahi büyük bir insandır. Bu küçük insan o büyük insanın bir fihristesi ve hülasasıdır. İnsanda bulunan numunelerin büyük asılları, insan-ı ekberde bizzarure bulunacaktır."
"Mesela, nasıl ki insanda kuvve-i hafızanın vücudu, âlemde Levh-i Mahfuzun vücuduna kati delildir; öyle de insanda kalbin bir köşesinde lümme-i şeytaniye denilen bir alet-i vesvese ve kuvve-i vahimenin telkinatıyla konuşan bir şeytani lisan ve ifsad edilen kuvve-i vahime küçük bir şeytan hükmüne geçtiğini ve sahiplerinin ihtiyarına zıt ve arzusuna muhalif hareket ettiklerini, hissen ve hadsen herkes nefsinde görmesi, âlemde büyük şeytanların vücuduna kati bir delildir."
"Ve bu lümme-i şeytaniye ve şu kuvve-i vahime bir kulak ve bir dil olduklarından, ona üfleyen ve bunu konuşturan haricî bir şahs-ı şerirenin vücudunu ihsas ederler." (Lem'alar, On Üçüncü Lem'a Onuncu İşaret.)
İnsandaki vehim duygusu ifsad edildiğinde şeytana yardımcı olacak bir vaziyete girer. Bu duygu, bazen ihtiyar ve isteklere zıt bir şekilde hareket eder. İyilik yapmak istediğimizde karşımıza dikilip bin bir bahane ile bizi engellemeye çalışan bir şeyin içimizde olduğunu herkes vicdanen bilir.
İnsan bazen kendi kendine konuşur gibi olur; bu konuşanlar, vehim duygusu ile vicdandır. İki zıt kutbun tartışması söz konusudur. Melekler ile şeytanların münazarası gibi, insana iyilik yapmayı ilham eden vicdana mukabil, o ifsad edilen vehim duygusu kötülükleri telkin eder.
İşte, vehim duygusu, bu hâliyle şeytanın telkinlerine uyan ve ilgi gösteren bir cihaz gibidir. Şeytanın dediğini dinler ve sonra seslendirir. Âdeta, bir kulak ve dil vazifesi yapar.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar