"İnsanların ağzından çıkan ve dinsizliği işmam eden dehşetli kelimeler" kullanılması neticesinde iman tehlikeye girer mi?
Değerli Kardeşimiz;
Dinsizliği işmam eden bu kelimeleri bilerek ve tasdik edilerek kullanılırsa sahibini küfre götürür. Ama o kelimeleri bilmeden ya da örfi manada kullanmak imana bir zarar vermez. Yoksa avam insanların ağzından çıkan tevili kabil her bir ifadeyi küfre yorumlamak yanlış olur.
Üstad Hazretleri bu inceliğe şu şekilde işaret ediyor:
"S. Avâm-ı nâstan, hakaik-i diniyeyi tabir eden ancak yüzde birdir."
"C. Tabir etmemesi, bilmemesine delil olamaz. Evet, çok defa lisan, insanın tasavvuratından incelerini tabirden âciz olduğu gibi, kalbindeki ve vicdanındaki inceler de akla görünmez. Hattâ belâgat dâhilerinden Sekkâkî gibi bir zat, İmruu'l-Kays veya başka bir bedevînin ibraz ettiği belâgat incelerini kavramamıştır."
"Maahâzâ, imanın var olup olmadığı sorguyla anlaşılır. Meselâ âmi bir adama, Saniin, cihât-ı sittesiyle kabza-i tasarrufunda bulunan âlemin herhangi bir cihetinde mekân ittihaz etmesinin mümkün olup olmadığı hakkında bir sorgu yapıldığı zaman, 'Hiçbir cihette değildir, olamaz.' dese kâfidir. Çünkü, nef-yi cihetin, yani Sâniin hiçbir cihette olamayacağı hakikatinin onun vicdanında sabit olduğuna delâlet eder."(1)
"Kendi kendine oluyor" ifadesini bilerek ve isteyerek kullanmak tehlikelidir. Ama yağmur yağıyor, çiçek büyüyor gibi muğlak ve üstü kapalı ifadeler direkt küfrü işmam etmez. Çünkü bu kelimelere örfen ağzımız alışmış, hepsinde titizlikle "yağmur yağdırılıyor" demek aklımıza gelmeyebilir.
Yine de her gün tecdid-i iman etmekte fayda vardır. Çünkü bilmeden bu tarz ifadeleri kullanmak her ne kadar küfür olmasa da zamanla kir ve pas olarak kalbimize zarar verebilir.
(1) bk. İşârâtü'l-İ'câz, Bakara Sûresi, 3. Ayetin Tefsiri.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar
Hem insanda madem nefs, heva ve vehim ve şeytan hükmediyorlar, çok vakit imanını rencide etmek için gafletinden istifade ederek çok hileleri ederler, şübhe ve vesveselerle iman nurunu kaparlar. Hem zahir-i şeriata muhalif düşen ve hattâ bazı imamlar nazarında küfür derecesinde tesir eden kelimat ve harekât eksik olmuyor. Onun için her vakit, her saat, her gün tecdid-i imana bir ihtiyaç vardır.
Mektubat ( 333 )