"İsrailiyat" ne demektir?
Değerli Kardeşimiz;
Bu kelime, her ne kadar Yahudi kaynaklarından Kur'ân tefsirine karışan hurafeleri ifade etse de, İslamiyet’e giren Ehl-i kitabın bütün görüşlerini içine alır.
Kısa sürede azim gelişmeler kaydeden ve büyük fütuhat yapan İslam, çok değişik din ve kültür muhitine mensup insanları ya hâkimiyeti altına almış ya da onlarla komşu olmuştur.
Yahudiler ve Hıristiyanlardan İslam'a girenlerin, eski malumatları da Kur'ân tefsirine karışmıştır. Bu bilgiler, özellikle Abdullah b. Selâm, Kâbu'l-Ahbar ve Vehb b. Münebbih'e dayanır.
Kur'ân-ı Kerîm; Tevrat ve İncil ile bazı meselelerde müttehittir. Fakat bu meseleler Kur'ân'da veciz olarak anlatılmış, tahrif olmuş Tevrat ve İncil'de ise birçok ayrıntılara girilmiştir. Sahabiler, Kur'ân'dan bir kıssa okuduklarında, kapalı ve hulasa olarak ifade edilmiş hususları, Ehl-i kitaptan iman etmiş olanlara sormuşlardır. İşte bu durum, İsrailiyatın kültürümüze karışmasına sebebiyet vermiştir.
Meselâ; Hz. Âdem (as)'in kıssası Kur'ân'da veciz bir şekilde anlatılır. Tevrat'ta ise, Hz. Âdem (as)'in cennetin neresinde yaratıldığı, yasaklanan ağacın türü, şeytanın cennete yılan vasıtasıyla nasıl girdiği, Hz. Âdem (as) ve eşinin dünyaya gönderildiği yer gibi ayrıntılar söz konusudur. (bk. Tevrat, -Kitab-ı Mukaddes-, Kitab-ı Mukaddes Şirketi, İst. 1981, Tekvin, 2-4. bablar.)
"Ey Adem! Sen ve eşin cennete yerleşin. Onun nimetlerinden bol bol yiyin. Fakat şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz." (Bakara, 2/35)
Ayetinde geçen yasak ağaçla ilgili "buğday, incir, üzüm, hurma" gibi farklı rivayetler vardır. Bu ağacın ismen bilinmesinin dini noktadan bize kazandırdığı bir fayda da yoktur. Onun için, bu rivayetlere yer veren nice müfessir, "Evla olan belli bir ağaç türü olarak belirtmemektir" demişlerdir.
Sahabe döneminde çok az görülen İsrailiyat, tabiin döneminde ziyadesiyle yayılmıştır. Günümüz Müslümanlarının zihinlerinde, İsrailiyatın hatırası olan gerçek dışı pek çok malumat yığınları vardır.
Bu konuda Hz. Peygamber (asm)'in şu istikametli ölçüsü esas alınmalıdır:
"Ehl-i kitabı ne tasdik edin, ne de yalanlayın. 'Biz Allah'a ve onun indirdiklerine iman ettik.' deyin." (bk. Buhari, Tefsir, I, 11.)
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü