Kalpteki manalar, aklın felsefeyle veya imanla alakalı konuları okuması, gözün görmesi, kulağın dinlemesiyle mi meydana gelir? Şayet böyle ise, kalpten çıkan manaların akılda kelimeye dönüşmesi bilgisine zıt düşmez mi?
Değerli Kardeşimiz;
Kalp, bilgilerin depolanıp tahlil edildiği merkezdir. Kulak ve göz gibi azalar, akıl ve vicdan gibi latifeler ise, bilgileri kalbe gönderen vesilelerdir.
Kalp, gelen bu malumatı yoğurur, tahlil eder, sonra ya nur olarak ya da zulümat olarak bütün latifelere pompalar. "Aklın nurunun kalpten gelmesi" bu manadadır. Kalbe giden manalar, ana artel olarak akıldan gelde de sadece akıldan gelmez. Mesela, gördüğümüz güzel bir manzarayı veya kalbi bir ilahiyi hemen kalb sevebiliyor. Buradaki sıralamada önce akıl tartıp sonra kalb seviyor değildir. Önce göz görüp veya kulak işitip, sonrasında da kalb sever.
Kalp, imanın da küfrün de şekillenip karar kılındığı ana merkezdir. Bu sebeple kalp bozuk oldu mu onunla beslenen diğer bütün aza ve latifeler de bozulur.
Peygamber Efendimiz (asm) bu inceliğe şu şekilde işaret ediyor:
"Kalp hükümdardır, onun birtakım askerleri vardır. Hükümdar düzgün olunca askerler de düzgün olur, bozuk olunca askerler de bozuk olur." (bk. C. Sağir, H. No: 6191)
"Şüphesiz ki bedende bir parça vardır; o düzgün olursa bedenin tamamı düzgün olur, bozuk olursa bedenin tamamı bozuk olur. Dikkat ediniz ki o kalptir." (bk. C. Sağir, H. No: 3856; Buhari, İman 39.)
İlave bilgi için tıklayınız:
- Akıl ve Kalbin İlişkisi (Video: Dr. B. SABAZ)
- Aklın Nuru Kalpten Gelir (Video: M. KARAMAN)
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar