"Kim bunu okursa, Musa ile Harun’un sevaplarının misli ona verilir." Bu ifade hadis mi yoksa Ahmed Gümüşhanevî hazretlerinin sözü mü?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

"Hem de şu âlemin mikyasıyla âlem-i ebedînin şeyleri tartılmaz. Buranın en büyüğü, oranın en küçüğüne muvazi gelemez. Sevab-ı a’mâl o âleme baktığı için, dünyevî nazarımız ona dar geliyor, aklımıza sığıştıramıyoruz. Mesela

مَنْ قَرَاَ هٰذَا اُعْطِىَ لَهُ مِثْلُ ثَوَابِ مُوسٰى وَهَارُونَ yani
اَلْحَمْدُ ِللّٰهِ رَبِّ السَّمٰوَاتِ وَرَبِّ اْلاَرَضِينَ - رَبِّ الْعاَلمِينَ وَلَهُ الْكِبْرِيَاۤءُ فِى السَّمٰوَاتِ وَاْلاَرْضِ وَهُوَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ - اَلْحَمْدُ ِللّٰهِ رَبِّ السَّمٰوَاتِ وَرَبِّ اْلاَرَضِينَ - رَبِّ الْعَالَمِينَ وَلَهُ الْعَظَمَةُ فِى السَّمٰوَاتِ وَاْلاَرْضِ وَهُوَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ - وَلَهُ الْمُلْكُ رَبُّ السَّمٰوَاتِ وَهُوَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ

[Meali: “Kim bunu okursa, Mûsâ ile Hârun’un sevaplarının misli ona verilir:”

“Hamd o Allah’a mahsustur ki, Göklerin Rabbi, Yerlerin Rabbi, Âlemlerin Rabbidir. Göklerde ve yerde kibriyâ ona mahsustur. Onun kudreti her şeye galiptir ve hikmeti her şeyi kuşatır. Hamd o Allah’a mahsustur ki, Göklerin Rabbi, Yerlerin Rabbi, Âlemlerin Rabbidir. Göklerde ve yerde azamet onundur. Onun kudreti her şeye galiptir ve hikmeti her şeyi kuşatır. Mülk de ona âittir. O Göklerin Rabbidir. Onun kudreti her şeye galiptir ve hikmeti her şeyi kuşatır.(Şeyh Ahmed Gümüşhanevî, Mecmuatü’l-Ahzâb, s. 263)”(1)

Bu bir hadistir Üstadımız da bu hadisi Ahmed Gümüşhanevî Hazretlerinin, “Mecmuatü’l-Ahzâb” adlı eserinden naklediyor. Bu kıymetli eserde buna benzer birçok hadis-i şerif mevcuttur.

Üstadımız bu tür hadisleri nasıl anlamamız gerektiği hususunda bize bir usul gösteriyor.

Bahsin devamındaki şu cümlede bu hususu açıkça ifade etmektedir:

“İnsafsız ve dikkatsizlerin en ziyade nazar-ı dikkatini celb eden, şu gibi rivayetlerdir. Hakikati şudur ki:..”(2)

Amellerin faziletine dair hadislerin senetleri genelde ya zayıf ya da âhadî olarak nakledilmiştir. Lakin Ehl-i sünnet âlimleri amellerin fazileti ve teşvik edilmesi konusunda senedi zayıf ya da âhadî olan hadislerin kullanılmasında bir beis ve mahzur görmüyorlar.

Ahmed Gümüşhanevî Hazretlerinin, “Mecmuatü’l-Ahzâb” adlı eseinde zikredilen hadislerin senetleri genelde ya zayıf ya da âhadîdir. Bu gibi hadisler iman, hukuk ve hüküm sahasında değil, dua, zikir ve virdlerde teşvik olarak istimal edilebilir.

Dipnotlar:

1) bk. Sözler, Yirmi Dördüncü Söz Üçüncü Dal.

2) bk. age.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Okunma sayısı : 3.296
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

Kullanıcı

"Ahmed Gümüşhanevî Hazretlerinin, “Mecmuatü’l-Ahzâb” adlı eseinde zikredilen hadislerin senetleri genelde ya zayıf ya da âhadîdir. Bu gibi hadisler iman, hukuk ve hüküm sahasında değil, dua, zikir ve virdlerde teşvik olarak istimal edilebilir."

Bu hadisler, iman... sahasında değil diyorsunuz.

Bu ne demek? Yani bu hadislere inanmayan dinden çıkmaz mı? 

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Sorularla Risale

Hadisin senedinden dolayı bu hadis değil demek inkar anlamına gelmez bu sebeple kelam alimleri senedi ahad olan hadisleri imana bir hüccet olarak görmüyorlar. 

İslâm müçtehitlerinin çoğuna göre âhâd haberler kat’iyet ifade etmezler, zan ifade ederler. Bu haberler fıkhî ve ahlâkî konularda amel edilen haberlerdir. Dolayısıyla iman ve küfür gibi itikadi konularda delil olmazlar. Onlara göre itikadi konularda delil sadece Kur’an-ı Kerim ve mütevatir sünnettir. İslâm alimlerinin hadis konusundaki titiz davranmaları inancın, ibadetin ve ahlakın korunması ve bu değerlerin sahih bir halde yaşanması amacını gütmektedir.  

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Kullanıcı

Soru:O zaman zayıf hadisi reddeden dinden çıkmaz mı?

Demekki ahad veya zayıf hadisi inkar eden dinden çıkmıyor diye amel etmemek de olmaz. Zira İslam alimleri eserlerinde nakletmiş, Üstad da nakletmiş. O zaman bize düşen amel etmek. Amel etmemek de yakışıksız. 

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Sorularla Risale
Zayıf hadisi senedinden dolayı inkar eden dinden çıkmaz ama Peygamber bu hadiste yanlış ve batıl konuşmuş demek küfür olur. Bu söz Peygambere ait değil demek ile Peygamber yanlış konuşuyor demek çok farklı. 
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Kullanıcı

1) Gümüşhanevi Hz. veya Üstad eserlerinde zayıf hadis kullanmış. Kelam alimleri ise bunu imana bir delil olarak görmüyor. O alimler bu hadisleri delil olarak görmezken Üstad vb alimler istifade ediyor, ettiriyor. Bu alimler arasında büyük farklılık olmuyor mu? 

2) Siz bu gibi hadisler, iman, hüküm sahasında değil zikir, vird gibi istimal edilebilir, diyorsunuz.

Ama bu gibi hadislerden hüküm de çıkıyor. Mesela Hz. Musa ve Harun gibi sevap alabilmenin ne demek olduğu akla yaklaşıyor.

Mesela Levlake hadisi için de zayıf diyenler var demişti abimiz. Hem bu hadisten hüküm çıkıyor. 

"Hz. Muhammed olmazsa kâinat niye yaratılsın." İşte bu dahi bir hükümdür.

Buna ne dersiniz? 

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Sorularla Risale

Levlake manası hadisten çıkmıyor hadis o manayı teyit ediyor. Yani levlake hadisi olmasa mana yine sabittir bütün tasavvuf alimleri Peygamber Efendimizin kainatın yaratılma sebebi olduğu konusunda müttefiktir müfessirlerin büyük bir kısmıda bu manaya mutabıktır dolayısı ile sebeb-i kainat düşüncesi tek bu hadisten istihraç edilen bir mana değildir.  

Hz. Musa ve Harun gibi sevap alabilme konusunda sahih hadislerdede benzer manalar görüldüğü için bir izah gerekiyor. Ayrıca hadisin senedi ayrı metnin tahlili ayrı bir konudur. Senedi zayıf ya da ahad olan bir hadisi izah etmek ve anlaşılır kılmak hüküm çıkarmak anlamına gelmez. 

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.

BENZER SORULAR

Yükleniyor...