"Lâik mânâsı, bîtaraf kalmak, yani hürriyet-i vicdan düsturuyla, dinsizlere ve sefahetçilere ilişmediği gibi, dindarlara ve takvâcılara da ilişmez bir hükûmet telâkki ederim." İzah eder misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Laiklik: Laikliğin müşterek ve umumî bir tarifinde bugün insanlık ittifak edemediği için, en bilinen tarifi; din ve vicdan hürriyeti şeklinde tespit ve tayin edilebilir. Ama maalesef Türkiye'de din ve vicdan hürriyeti kemali ile tatbik edilmiyor. Laiklik daha çok mason ve dinsizlerin istibdat ve inkârlarına bir perde ve vesile olarak tatbik ediliyor. Bu cihet ile laikliğe taraf olmak dinsizlere taraf olmak mânasına gelir.

Üstad Hazretleri laiklik hakkında ya da Türkiye'de nasıl anlaşılıp tatbik edildiği hususunda şu tespitleri yapıyor:

"... Lâiklik İslâmiyet düşmanlığı mıdır? Lâiklik dinsizlik midir? Lâiklik, dinsizliği kendilerine bir din ittihaz edenlerin dine taarruz hürriyeti midir? Lâiklik, din hakikatlerini beyan edenlerin, imanî dersleri neşredenlerin ağızlarına kilit, ellerine kelepçe vuran bir istibdad-ı mutlak düsturu mudur?"

"Lâiklik, bir vicdan ve fikir hürriyeti olduğuna göre, dinsizler ve din düşmanları, İslâmiyet aleyhinde her çeşit hücumları, taarruzları yapar, anarşik fikirlerini o hürriyet-i vicdan ve fikir bahanesiyle neşreder de, fakat bir İslâm âlimi o hürriyet-i fikir düsturuna istinaden bin yıldan beri İslâmiyet'in serdarı olmuş bir millet içinde ve o milletin bin yıllık an'anesine, kanunlarına ittibâ ederek ve yine o milletin saâdeti uğrunda, ahlâk ve namusun muhafazası yolunda dinî bir ders beyan etmesi lâikliğe aykırıdır diye suçlu gösterilir, devletin nizamlarını dinî inançlara uydurmak istiyor diye mahkür gösterilir. Biz böyle bir gayr-ı mümkünün, mümkün olmasına ihtimal vermiyoruz. Adaletin buna müsaade etmeyeceğini şüphesiz biliyoruz."(1)

Laiklik, devletin bütün inanç ve kültürlere eşit mesafede durup, hepsinin garantörlüğü ise, bunu dindar Müslümanlara da tatbik etmekle mükelleftir. Bu hürriyet dinsizlere verilip, dindar Müslümanlara verilmez ise, devlet dinsizliğe taraf olmuş olur ki, bu da laiklik ile bağdaşmaz.

Hülasa, İslam’ın bütün inançlara ve kültürlere tanımış olduğu hürriyete, laiklik nazarı ile bakabiliriz. Bunun dışında dine mesafeli ve dini vicdana hapsedip İslam’ı kamudan tecrid eden laiklik anlayışına İslam cevaz vermez. "Ben Müslümanım" diyen birisi de bu anlayışı kabul edemez diye düşünüyoruz.

(1) bk. Emirdağ Lâhikası-II, (89. Mektup).

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 2.913
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...