"Malumdur ki, ziyayı verenin ziyadar olması lazım; tenvir edenin nurani olması gerek; ihsan gınadan gelir; lütuf latiften zuhur eder..." Dördüncü hücceti izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Mal"mdur ki, ziyayı verenin ziyadar olması lazım; tenvir edenin nuranî olması gerek; ihsan gınâdan gelir; lütuf latiften zuhur eder. Madem öyledir; kâinata bu kadar hüsün ve cemal vermek ve mevcudata muhtelif kemalat vermek, ışık Güneş'i gösterdiği gibi, bir cemal-i sermedîyi gösterirler."
"Madem mevcudat, zeminin yüzünde büyük bir nehir gibi, kemalatın lem’alarıyla parlar, geçer. O nehir Güneş'in cilveleriyle parladığı gibi, şu seyl-i mevcudat dahi hüsün ve cemal ve kemalin lem’alarıyla muvakkaten parlar, gider. Arkalarından gelenler aynı parlamayı, aynı lem’aları gösterdiklerinden anlaşılıyor ki, cereyan eden suyun kabarcıklarındaki cilveler, güzellikler nasıl kendilerinden değil, belki bir Güneş'in ziyasının güzellikleri, cilveleridir. Öyle de şu seyl-i kâinattaki muvakkat parlayan mehasin ve kemalat, bir Şems-i Sermedînin lemeat-ı cemal-i esmasıdır." (Sözler, Otuz İkinci Söz, İkinci Mevkıf.)
Işığın Güneş'i göstermesi gibi kâinata bu kadar güzellik ve kemalat vermenin de bir cemal-i sermedîyi gösterdiğini ifade eden Üstat Hazretleri, daha sonra zaman nehrinde akan bütün varlıkların en mükemmel şekilde yaratılmış olmalarına dikkat çeker. Nehrin yüzünde parlayan kabarcıkların bir süre sonra kaybolmaları ve yerlerine başka kabarcıkların parlamaları gibi, bu zemin yüzünde de kemalatın ziyasıyla parlayan her varlığın bir süre sonra ortadan kaybolmalarını onlardaki kemalin kendilerinden değil, Cenab-ı Hakk’ın esma ve sıfatlarının tecellilerinden geldiğini ders verir.
Üstad Hazretleri, eşyanın varlık nuruyla bir müddet göründükten sonra kaybolmalarının ve arkalarından başka varlıkların gelip parlamalarının Allah’ın sermediyetini gösterdiğine dikkat çeker.
Sermedî, “hem ezelî, hem ebedî olan” demektir. Allah’ın zatı gibi esması da sermedîdir ve bütün mahlukatta görülen bütün güzellikler, o nuranî esmanın lem’alarıdırlar.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü