"Mazi tarafına geçenler, zahirî esbaplarıyla beraber gitmişler; arkalarında, yine kendileri gibi başkalar, yerlerine gelmişler. Demek, esbab-ı zahiriye hiçtir." Devamıyla izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"...Çünkü mazi tarafına geçenler, zahirî esbablarıyla beraber gitmişler; arkalarında yine kendileri gibi başkalar yerlerine gelmişler."
"Demek, esbab-ı zahiriye hiçtir. Yalnız bir Kadîr-i Zülcelal, onları halk edip, hikmetiyle esbaba bağlayarak gönderdiğini gösteriyor. Ve gelecek zamanda dizilmiş hayattar olan zemin yüzleri ise daha parlak şehadet eder. Çünkü yeniden, yoktan, hiçten yapılıp gönderilecek, yere konup vazife gördürüp sonra gönderilecekler." (Sözler, Otuz Üçüncü Söz, Yirmi Dördüncü Pencere)
Cenab-ı Hak, varlıkları iki ayrı şekilde yaratıyor: İbda ve inşa. Bir kısım varlıklar zamansız ve sebepler devreye sokulmadan doğrudan yaratılır. Ruhların ve meleklerin yaratılmaları gibi. Bir kısmı ise sebepler eliyle yaratılır; ağaçların meyvelere, anne ve babanın çocuğun dünyaya gelmesine sebep olmaları gibi.
Bu dünya hikmet dünyası olduğu ve insanlar da bu âleme imtihan olmak ve cennete layık bir kıymet almak için geldikleri için, çevremizde gördüğümüz her şey sebeplerle yani inşa yoluyla yaratılmıştır. İbda ile yaratılanları zaten göremeyiz. İnsanın ruhu ibda ile bir anda yaratılmıştır ve görülmez. Bedeni ise inşa ile safha safha yaratılmıştır.
Üstadımızın bu paragrafta nazara verdiği azim hakikati “meyve ve insan misaliyle” dar dairede açıklamaya çalışalım.
Meyveyi ağacın yapamayacağının en büyük delili, onun da yapılmış olmasıdır. Onun yapılmasına sebep olan önceki ağaçlar kuruyup gitmişler, vazifelerini bu mevcut ağaçlara devretmişlerdir, bunlar da bir süre yaşadıktan sonra ölecekler, yeni ağaçlar yaratılacak ve yeni meyveler sergilenecektir.
İnsanın yaratılmasına anne ve babasının sebep olduğu görülen bir hakikattir. Yine onun kadar açık bir hakikat de anne babanın çocuk yapamayacaklarıdır. O anne baba bir süre önce yok idiler ve kendi anne ve babaları vasıtasıyla var edildiler. Onlar da öldüler ve onların çocukları anne ve baba oldular ve yeni çocukları da Allah bu yeni ebeveynden yarattı.
Demek, esbab-ı zahiriye hiçtir; yalnız bir Kadir-i Zülcelal onları halk edip, hikmetiyle esbaba bağlayarak gönderdiğini gösteriyor.
Zaman; mazi, müstakbel ve hâl olmak üzere, üç şeritli bir tevhid levhası gibidir. Hâl şeridinde seyircilere gösterilen tevhid resimleri, istikbaldekilere yer açmak için mazi şeridine geçiyor ve orada arşivleniyorlar.
İstikbaldeki tevhid levhalarının daha parlak olması, varlıkların yeniden ve yoktan vücut sahasına gelmelerinden dolayıdır. Sinemada bir film seyreden insan, yeni bir sahnenin gelmesinden büyük bir keyif ve heyecan duyar ve ona dikkat kesilir.
Allah, zaman şeridinde yeniden ve yoktan yarattığı mahluklar ile nazarları tevhide çekip, bilinmek ve görünmek istiyor.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü