"Mevcudatın fâili, yani eşyayı vücuda getiren, ya vacip ve vahiddir veyahut da mümkün ve kesirdir... Ve bir şeyin icadında gayr-ı mütenahî esbabın iştiraki lâzımdır." İzah eder misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

"Mevcudatın fâili -yâni eşyayı vücûda getiren- ya vâcib ve vâhiddir veyahut da mümkin ve kesirdir."

Vacib; varlığı zatından olan, olmaması muhal, ezelî ve ebedî; mümkin ise, varlığı zâtından olmayan, Allah’ın dilemesiyle var olup, yine O’nun dilemesiyle yok olan, olup olmaması müsavi, başlangıcı ve sonu bulunan demektir. Bütün mahlûkat âlemi mümkin sınıfına girer. Allah’ın varlığı ise vacibdir.

Bir şeyin yaratıcısı ya vacib olacaktır veya mümkin; ya bir tek zât olacaktır veya birçok yaratıcı bulunacaktır.

Bir yazıyı ya bir kâtip yazmış olacaktır (vahdet) veya birçok kâtip birlikte yazacaklardır (kesret). Yine, bir yazıyı ya yazı cinsinden olmayan bir zât yazmış olacaktır veya başka kelimeler, cümleler o yazıyı da yazmış olacaklardır.

Bir ağacın bütün meyvelerine bu mânada nazar edelim.

Birinci yol: Bu kudret kelimelerinin hepsi mümkindirler ve Allah, onları yokluktan varlığa çıkarmayı irade etmiş, kudretiyle de bu iradesini gerçekleştirmiştir. Bütün bu meyveleri o ağaçtan süzüp çıkaran Allah, birdir, şeriki yoktur.

İkinci yol: O meyveleri ağaç yapmıştır. Ağaç da dün yoktu, o da sonradan yapıldı, yaratıldı. Buna göre, meyveyi ağacın yaptığını iddia etmek, bir kelimeyi ondan bir önceki kelimenin yazdığını söylemek kadar yersiz ve mânasızdır.

Önce ağaç yazılıyor, ondan da meyve yazılıyor. İkisi de mahlûk, ikisi de mümkin, ikisi de Allah’ın eserleri. Bu mümkinler birbirini yapamazlar, ancak bir Vacib’in irade ve kudretiyle bu iş tahakkuk edebilir.

Annenin çocuk yaptığını iddia etmek de en az bunun kadar akıl dışı. Önce anne ve baba kelimeleri yazılmışlar, sonra onlardan bir üçüncü kelime çıkarılmış ortaya.

Meyveyi sebeplere verdiğimiz takdirde külfet vehmîlikten çıkar, yâni hakiki külfet o zaman kendini gösterir. Şöyle ki, ağacın meyve yapması için bizi tanıması, mide yapımızdan göz ve damak zevkimize kadar çok şeyi bilmesi gerekir. İş bununla kalmaz. Ağaç bu işi tek başına başaramayacağı için, güneşle, havayla, toprakla, suyla, baharla birlikte çalışma yoluna gidecektir. Yâni, bu sebeplerin hepsi meyve yapımında anlaşacaklar, birlikte hareket edecekler, mükemmel bir yardımlaşma içine gireceklerdir.

"Bir şeyin îcâdında gayr-ı mütenahî esbabın iştiraki"

İştirak kelimesi şirketleşmeyi hatıra getiriyor. Buna göre, sözünü ettiğimiz sebepler bir şirket kurmak üzere anlaşacaklar. Güneş ışığını ortaya koyacak, atmosfer azotunu, karbonunu ve diğer elementlerini, denizler suyunu... Bu şirkete toprak da ortak olacak. Böylece kurdukları şirketle, hem insan, hem deve, hem çam ağacı, hem koyun, hem arı, hem de bülbül üretecekler.

Bunun ise akıl ve mantıkta yeri olamaz. Böyle bir hurafe, ancak vehimde kendine bir yer bulabilir.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...