"Mezâhim-i hazıra nasıl tedavi eder? Derim: Hurmet-i ribâ, hem vücub-u zekâtla... İhtilâl-i beşere ne nazarla bakıyor? Derim: Sa’y asıl, esastır. Servet-i insaniye zalimlerde toplanmaz;.." Bu kısmın izahı nasıldır?
Değerli Kardeşimiz;
İslam dininde para kazanmak, servet ve mülk sahibi olmak yasak değildir.
İslam dini her zaman çalışıp terakki etmeyi emreder.
“İnsana çalıştığından başkası yoktur.” (Necm, 53/39)
ayeti çalışmanın ehemmiyeti ifade etmektedir. Peygamber Efendimiz (asm) de:
“...Çalışan Allah’ın dostu ve sevgilisidir.”(1)
“İki günü eşit olan ziyandadır.”(2)
buyurarak, çalışmaya teşvik etmiştir. Bu bakımdan, Müslümanların çalışması, helal yollardan para kazanıp servet sahibi olmaları gerekir.
İslam, haram yollarla mülkiyet edinmeyi yasaklamış; kazanılan mal ve servetin belli bir kısmı da fakirlere vermeyi emretmiştir. Bunun dışında mülkiyete herhangi bir sınırlama getirmemiştir.
İslam dini, haram ve meşru olmayan yollarla servetin belli ellerde toplanmasına karşıdır. Mesela, faiz ile servetin ve mülkün belli ellerde toplanması, ciddi bir risk ve büyük bir tehlikedir. Faiz, çalışmadan kazanmak, başka insanların emeğini sömürmektir. Faiz sa’ye şevkini kıran ve çalışmaya sekte vuran bir kanserdir. Bu sebeple İslam dini faizi yasaklamıştır. İslam dini zekâtı beraberinde emretmiş ki, istihsal ve ticaret hayatında bir canlılık ve hareket olsun. Hem de insanlar büyük bir adaletsizliğe ve zulümlere maruz kalmasın.
İslam dini bütünü ile ne kapitalizmi, ne de komünizmi savunuyor, bunun yanında onların içindeki doğruları da inkâr etmiyor. Kapitalizmin teşebbüsü, komünizmin de içtimaî hassasiyeti İslam’da vardır, onlara muhtaç değildir.
Netice olarak, İslam dini aşırılıkları törpüleyip haramları men etmekte, "eşitlik" adı altında servet ve mülkiyeti yasaklamamaktadır. Aynı zamanda, fakir ve zayıf insanları da zalim ve gaddar insanların ihtiras ve hırsına terk etmemektedir. Servet ile gayret arasında bir bağ ve köprü kurarak, toplumu dengede tutmaktadır.
Komünizm ifratta, kapitalizm ise tefritte gidiyor; İslam vasat yolu hâkim kılacaktır.
Dipnotlar:
1) bk. bk. Tenbihu’l-Ğafilin, 1/428.
2) bk. Aclunî, Keşfu’l-Hafa, 2/276; İmam Gazali, İhya, 4/335.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar
Sosyalistlik desatiri, İslamiyetin esasatını bozamazŞu medeniyet-i sefihe bozuyorHem çok pahalı düşüyorZira maddiyunluk ve engizisyonluk mayesiyle neşvu nema bulan medeniyet-i hazıra, pek çok aldatıcı ve müşevvik vesait ile mücehhez ve cazibedardırO sehhara din, namus ve fazilet mukabilinde kendini satıyorŞaşaalı, bir hayatı gösterip takdim ettiğinden dinden, namustan fazla rüşvet alıyorSosyalistlik ise, basit, sade bir hayatı takdim ediyor ona mukabil kimseyi dininden, imanından, namusundan büyük bir hisseyi feda etmek icbar etmediği gibi kimsede kendinden mecburiyet hissetmez
İnsan, gıdaya ihtiyacı gibi zevke de bir ihtiyacı varNefis ve heva cihetinde tatmin edilmezse, ruh ve huda canibinde zevkini arayacaktırİki adam, birisi seni muşa’şa, cazibedar, eğlenceli bir ziyafete teşrifleriyle davet ederDiğeri sade bir yer de, basit bir çorbaya seni çağırıyorBirincisine değil cemaat, sünnet belki namazı da terkedersin, gidersinİkincisine sünneti de terketmezsinBirincisi medeniyet, ikincisi sosyalistliktirAsar-ı Bediiyye / Hakikat çekirdekleri / 663 – 664
Üstad Hazretleri burada fikir noktasından değil ahlak ve sefahat noktasından meseleyi değerlendiriyor. Batı medeniyetinin uyutucu fan taziyeleri ahlakı daha fazla tahrip ediyor halbuki sosyalizm işin siyasi ve iktisadi boyutuna vurgu yapıyor toplumculuğa geçiş sürecinde herkesin basit ve eşit yaşamasını tavsiye ediyor buda ahlak ve sefahat noktasından sosyalizmin batı medeniyetinden daha az şerli olduğunu gösteriyor. Yani sosyalizm batının ahlak bozucu özelliğine nispet edilirse ehven-ü şer kabilinden daha az zararlıdır demektir. Birde bu eserlerin telif tarihinde sosyalizmin dehşetli yüzü tam tezahür etmediği için o süreç içinde böyle bir tespit manidardır. İslam ile sosyalizm sentez etmeye çalışanları duyduk ama ahlaksızlık ile İslam asla yan yana gelmez.
Diğer bir öngörü ise sosyalizm gelip geçici bir fikri akımdı tahribatı belli dönem ve mekanlar için oldu ama batı medeniyetinin günahlara davetkar hayat felsefesi halen devam etmekte ve insanlığın ahlakını ciddi tehdit etmektedir. Bugün gençleri yutan sosyalizm değil eğlence ve haramlardır. Bu noktadan bakılacak olursa vade noktasından batının bu ahlaksız yüzü daha riskli ve tehlikeli bir şekilde tahribata devam ediyor.
Şimdi Kur’ân, İslâmiyet ve bu vatan zararına üç cereyan var:
Birincisi: Komünist, dinsizlik cereyanı. Bu cereyan, yüzde otuz, kırk adama zarar verebilir.
İkincisi: Eskiden beri müstemlekâtların Türklerle alâkalarını kesmek için, Türkiye dâiresinde dinsizliği neşretmek için, ifsad komitesi namında bir komite. Bu da yüzde on, yirmi adamı bozabilir.
Üçüncüsü: Garplılaşmak ve Hıristiyanlara benzemek ve bir nevi Purutluk mezhebini İslâmlar içinde yerleştirmeye çalışan ve dinde hissesi olmayan bir kısım siyasîler heyetidir. Bu cereyan yüzde, belki binde birisini Kur’ân ve İslâmiyet aleyhine çevirebilir. Emirdağ Lâhikası – 2
Üstadın buradaki Garplılaşmak ve Hıristiyanlara benzemek tabiri daha çok din açısındandır. Yani Müslümanların Hıristiyanlaştırılmasıdır ki bu tehlikeler içinde riski en düşük olanıdır. Batının uyutucu ve günahkar felsefesi ile Müslümanların Hıristiyanlaştırılması aynı şey değil ki bir tenakuz olsun. Yani bir Müslüman’ın İslam’ı beğenmeyip muhakeme ederek Hıristiyanlığa geçmesi tarihte görülmüş şey değildir. Olsa olsa Afrika da ki eğitimsiz ve cahil bir takım kabileleri Müslümanlıktan hile dolapları ile aldatabilirler. Bunun dışında hiçbir akil adam Müslümanlığı bırakıp Hıristiyan olmaz.
Özet olarak batının menfi felsefeden gelen ahlaksız medeniyeti ile misyonerlik faaliyeti farklı şeylerdir. Üstad Emirdağı lahikasında misyonerliğin İslam’a olan riskinden bahsediyor ki çok az ve cüzidir. Ama asarı bediiyye de bahsedilen batının eğlence ve günah felsefesidir ki bundan papazlar bile şikayet ediyorlar.
Mustafa Bey
08-Eylül-2016 13:09:41 tarihli yazınızdaki bahsi geçen cereyanlar kapitalizm ve komünizm değildir.Hem ikisi zaten o dönemlerden bugüne gelmemiştir.Hem de orada bahsi geçen cereyanlar Ene ile alakalı olabilir diye düşünüyorum.Zira Üstad 30.Söz'de de aynı ifadeleri kullanıyor.Ve ayrıca komünizm bir "ideoloji" değildir.Dolayısıyla bir felsefe değildir.Üstad ne diyor onun için " Şimdi şarkta bir müdhiş silâh i'mâl edilir, yakın oldu ikmâli." "Şu cumhûr-i avama tevcîh olan bir fikir, ger kudsiyyet almazsa, yakın olur zevali." Üstadın da dediği gibi sosyalizm bir cereyandır,bir fikirdir.Ve bu asla kişilerin kafasından uydurduğu fikirlerle oluşmamıştır.Bilimseldir.Artı-Değer kuramı olsun.Değişebilir-Değişemez Sermaye olsun.Mutlak Artı-Değer kavramı olsun tamamıyla bilimseldir.Ve bunlar emek ile sermayenin kavgasını tarif etmektedir.
En son yorumunuzdaki "kapitalizm herkesi uyutuyor müslümanlarıda doğru. sosyalizmde komünizmle yandaşlarını uyutup anarşist din düşmanı yapmadımı." sözünüze hak veriyorum.Üstad da aynen öyle diyor "komünizm altında anarşistlik".Kesinlikle haklısınız.Üstad da aynısını söylüyor zaten.
Emekçinin nasırlı yumruğu elbet bir gün sermayenin kafasında patlayacaktır!!