"Nasılki başka âlemden bu küreye gelen tasvirci bir nakkaş farz olunsa... Bu kaide, fenlerde aynen cereyan eder." Burayı izah eder misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

"Tenvir için bir lâtife-i faraziyedir:

"Nasıl ki, başka âlemden bu küreye gelen tasvirci bir nakkaş farz olunsa: Halbuki, ne insanı ve ne insanın gayrısı, tam suretini görmemiş; belki her birisinden bazı âzasını görmekle insanın tasviri veyahut gördüğü eşyanın umumundan bir sureti tasvir etmek isterse; meselâ, insandan gördüğü bir el, bir ayak, bir göz, bir kulak, yarı yüz ve burun ve amame gibi şeylerin terkibiyle bir insanın timsali yahut nazarına tesadüf eden atın kuyruğu, devenin boynunu, insanın yüzünü, arslanın başı bir hayvanın sureti yapsa; nasıl ki imtizaçsızlıkla kabil-i hayat olmadığı için şerâit-i hayat böyle ucubelere müsait değildir, diyecekler ve nakkaşı müttehem edecekler. Şimdi bu kaide, fenlerde aynen cereyan eder. Çaresi odur ki: Bir fenni esas tutup sair malûmatını avzen ve zenav gibi yapmaktır."(1)

Fen ilimlerinin birinci vazifesi, kainatta her şeyin belli bir plan, ölçü, denge, ahenk, kural ve sistem içinde işlediğini ve süregeldiğini göstermektir. Bu kural ve sistemin dışına çıkan ya da öyle düşünülen şeyleri ve yapıları bilim kabul etmiyor, edemez de.

Mesela, yüzü insana, ayağı ata, kolu maymuna, pençesi aslana ait bir mahlukun bilimsel açıdan olması veya yaşaması mümkün değildir, böyle bir ucubenin varlığı âdetullah açısından da mümkün değildir.

Bu kural fen ilimleri içinde geçerlidir. Bir bilim adamı bir kitap telif ederken, biraz kimyadan biraz fizikten biraz tıptan biraz coğrafyadan biraz da astronomiden iktibas (alıntı) edip, ortaya karışık bir kitap yazması pek mümkün değildir.

Bilim insanı asıl branşı ne ise o ilmi esas alıp, diğer ilimlerden gerektiği kadarı ile faydalanmalıdır. Her ilimde otorite imiş havası ile hareket ederse ortaya ucube bir tablo çıkar.

“Çaresi odur ki: Bir fenni esas tutup sair malûmatını avzen ve zenav gibi yapmaktır.” Yani bir fenni esas tutup, diğerlerini ise ona doğru akan ve istifade ettiği sular hükmünde bırakacaktır. Bu cümle de bu inceliğe işaret ediyor.

Dipnot:

(1) bk. Muhakemat, Birinci Makale, Altıncı Mukaddime.

İlgili ders videosu için tıklayınız:
Prof. Dr. Şadi Eren, Muhakemat Dersleri (7.Bölüm)

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Okunma sayısı : 1.478
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

karolin

"meselâ, insandan gördüğü bir el, bir ayak, bir göz, bir kulak, yarı yüz ve burun ve amame gibi şeylerin terkibiyle bir insanın timsali... "

 Birer el, ayak göz, burun vs gören bir sanatçı insanın tamamını görmediği için ortaya belki ayağı başta, burnu yerde acibe-i hilkat mi ortaya çıkar denilmek isteniyor? 

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Editor (Muaz)
Evet. 
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.

BENZER SORULAR

Yükleniyor...