"Nasılki bir gün gelecek, şu müsahhar zemin, yüzünün zîneti olan âsâr-ı beşeriyeyi şirk-âlûd, şükürsüz görüp, çirkin bulur." Burada; “âsâr-ı beşeriye” ziynet olarak nazara veriliyor, hikmeti nedir?
Değerli Kardeşimiz;
“Nasılki bir gün gelecek, şu müsahhar zemin, yüzünün zîneti olan âsâr-ı beşeriyeyi şirk-âlûd, şükürsüz görüp, çirkin bulur. Hâlık'ın emriyle büyük bir zelzele ile bütün yüzünü siler, temizler. Allah'ın emriyle ehl-i şirki cehenneme döker. Ehl-i şükre 'Haydi, cennete buyurun.' der."(1)
Burada geçen "zînet" ifadesi, bir âyet-i kerîmede, dünya hayatının tarifinde geçmektedir:
"Mallar ve evlatlar, dünya hayatının süsüdür. Baki kalacak salih ameller ise, Rabbinin katında, sevap olarak da ümit olarak da daha hayırlıdır." (Kehf, 18/46)
“Âsâr-ı beşeriyeyi şirk-âlûd, şükürsüz görüp, çirkin bulur.” ifadesi çok mühimdir. Bilindiği gibi doğrudan putlara tapmak açık şirk olduğu gibi, riyaya girmek, sebeplere olduğundan fazla ehemmiyet vermek de gizli şirktir.
Beşerin eserleri de birer İlâhî ihsandır. Birçok âyetlerde geminin insanlara bir ihsan olduğunun ifade edilmesi bu noktada büyük mana taşır. Görünüşte gemiyi insanlar yapmaktadır, ama âyet-i kerîmelerde bu, bir ihsan-ı ilâhî olarak zikredilmekte ve üzerinde düşünülmesi, tefekkür edilmesi istenmektedir. Gemi yapımında kullanılan madenleri yaratan da toprak ve suyu ağaç haline getiren de suya gemiyi taşıma gücü veren de Allah’tır.
Güneş'in eliyle ziya veren, arıya bal yaptıran, ağaçlardan meyveler süzen Allah olduğu gibi, insana yüksek bir istidat ve şümullü bir kabiliyet veren ve o kabiliyetten nice sanat eserleri çıkaran da yine Allah’tır. İnsanlar cüz’î iradelerini bu hayırlı işlere tevcih etmenin ötesinde, bu hayırların hakiki sahibi değillerdir.
Bu noktada âyetlerde gemiye verilen ehemmiyet çok dikkate şâyândır:
“Şüphesiz göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanlara yarar şeylerle denizde akıp giden gemide, Allah'ın yukarıdan bir su indirip de onunla yeri ölümünden sonra diriltmesinde, diriltip de üzerinde deprenen hayvanları yaymasında, rüzgârları değiştirmesinde, gök ile yer arasında emre hazır olan bulutta şüphesiz akıllı olan bir topluluk için elbette Allah'ın birliğine deliller vardır.” (Bakara, 2/164)
İşte insanlar, Allah’ın kendilerine ihsan ettiği kabiliyet ile yaptıkları eserler için, Allah’a şükretmeleri gerekirken, şirk yoluna girdiklerinde kıyametin kopmasına müessir bir sebep olacaklardır.
1) bk. Sözler, On Dördüncü Söz, Hatime.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü