"Ne vakit Hz. İsrafil (a.s.) borusuyla o kışlalarda ölüm ile yatanlar..." Arz ve semavat kışlasındaki muti’ askerler kimlerdir?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

"Koca semâvât ve küre-i arz Sultan-ı Ezelînin askerlerine iki mutî kışla gibi, ne vakit Hazret-i İsrafil Aleyhisselâmın borusuyla o kışlalarda ölümle yatanlar çağrılsa, derhal ceset libaslarını giyip dışarı fırlamalarını ispat edip gösteren," (1)

Vefat eden insanların kabirde bedenleri çürüyor, fakat ruhları bakidir. Bu ruhlar Berzah âlemi dediğimiz âleme gönderilmektedir. İyi ve mü’min ruhlar semavatta meleklerle dost olurlar ve kıyamete kadar bu âlemlerde gezerler. Üstadımız bu hakikati şöyle ifade etmektedir:

"...Bu hazin kışta ve elîm bir vaziyetimde gayet elîm iki vefat haberini aldım. Biri, hem âli mekteplerde birinciliği kazanan, hem Risale-i Nur’un hakikatlerini neşreden biraderzâdem merhum Fuad; ikincisi, hacca gidip sekerat içinde tavaf ederken, tavaf içinde vefat eden Âlime Hanım namındaki merhume hemşirem... Bu iki akrabamın ölümleri, İhtiyar Risalesinde yazılan merhum Abdurrahman’ın vefatı gibi beni ağlatırken, imanın nuruyla o mâsum Fuad, o saliha Hanım insanlar yerinde meleklere, hûrilere arkadaş olduklarını ve bu dünyanın tehlike ve günahlarından kurtulduklarını mânen, kalben gördüm." (2)

İstirahat için dağılan askerler bir boru sesiyle toplandığı, toprağın altındaki çekirdek ve tohumlar ra'd meleğinin bağırmasıyla şehadet âlemine çıktıkları gibi, vefat eden bütün insanlar da İsrafil (a.s)'ın sura üflemesiyle haşir meydanına toplanacaklardır.

“Nasılki bir taburun askerleri, istirahat için dağılsa, sonra bir boru ile çağrılsa kolay bir surette tabur bayrağı altında toplanmaları; yeniden bir tabur teşkil etmekten çok kolay ve çok rahattır. Öyle de: Bir bedende birbiriyle imtizac ile ünsiyet ve münasebet peyda eden zerrat-ı esasiye, Hazret-i İsrafil Aleyhisselâm’ın Sûr’u ile Hâlık-ı Zülcelal’in emrine “Lebbeyk” demeleri ve toplanmaları; aklen birinci icaddan daha kolay, daha mümkündür.”(29.Söz)

Üstad Hazretleri ahirette vukubulacak, ancak iman ile anlaşılabilecek bazı hakikatleri, bu dünyadaki numuneleri bize göstermek suretiyle ispat etmektedir. Burada da aynı tarz bir ispat metodu vardır.

Dünyayı sapan taşı gibi döndüren bir kudrete, bu dünyayı bozup dağıttıktan sonra, tekrar ikinci defa inşâ edebilir mi? Denilir mi? Ya da bundan bir şüphe duyulur mu? Zira Allah, öldükten sonra dirilme hâdisesinin her bahar mevsiminde milyonlarca numûnesini bize gösteriyor. Böyle bir Zât, acaba kıyametten sonra haşri yapabilir mi, demek en büyük bir akılsızlıktır.

Yoktan ordu teşkil ettirmiş bir kumandana, “istirahat için dağılmış taburu toplayabilir mi?” demek, mantıkla ve akılla bağdaşmaz. Aynı şekilde insanı yoktan ve hiçten var eden Allah hakkında, “bedenler öldükten ve çürüdükten sonra, insana tekrar yeni bir ceset verebilir mi?” demek de akıl ve mantıkla izah edilemez.

Dipnotlar:

(1) bk. Şualar, On Birinci Şua, Yedinci Mesele.
(2) bk. a.g.e., On Birinci Mesele.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 4.503
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...