Önceki ümmetlerde de namaz ibadeti var mıydı? Vakitleri ve rekâtları ile ilgili malumat verir misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
Peygamber Efendimiz (asm.) gibi, bütün peygamberler de insanlara imanın altı rüknüne inanmalarını ve Allah’a ibadet etmelerini tebliğ etmişlerdir. Bu ibadetlerin teferruatında hak dinler arasında bazı farklar mevcuttur. Mesela, Yahudilerin sabah (şahrit), öğle (minha) ve akşam (arvit) olmak üzere, günde üç kez ibadet ettikleri nakledilmekle birlikte, bu ibadetin şeklinin Hz. Musa aleyhisselamın namazına ne kadar uyduğu belli değildir.
Aynı şey Hristiyanların ibadetleri için de söz konusudur. İmanın temel esası olan tevhidde bile semavi kitaplarda tahrifat yapanların ibadetle ilgili hükümleri de yine kendi keyiflerince değiştirmiş oldukları bir vakıadır. Nitekim namaz ve zekât bütün semavi dinlerde emredildiği halde, o dinlere mensup kişilerin namaz kılmadıkları ve zekât vermedikleri bilinmektedir.
Kur’an-ı Kerim'de namazın ve zekâtın önceki ümmetlere de emredildiğini haber veren ayet-i kerimelerden sadece birkaçını nakletmekle yetineceğiz:
İsa aleyhiselam henüz beşikte iken bir mucize olarak şöyle konuşmuştu:
"(Allah) beni her nerede olsam mübarek kıldı ve hayatta olduğum müddetçe bana namazı ve zekâtı emretti." (Meryem, 19/31).
Cenab-ı Hak Musa aleysselama da şöyle buyurmuştu:
"Gerçek şu ki, Allah ancak benim. Benden başka ilah yoktur. Onun için bana ibadet et ve beni anmak için namaz kıl." (Tâhâ, 20/14)
İbrahim suresinin 40. ayetinde de Hz. İbrahim’in (as) şöyle dua ettiği naklediliyor:
"Ya Rabbi, beni ve neslimden olanları namazda devamlı kıl. ..."
Lokman Hekim de oğluna şöyle demişti:
"Yavrum! Namazı kıl, iyiliği emret, kötülükten vazgeçir. ..." (Lokman, 31/17)
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü