Rum suresi, 17 ve 18. ayetlerde, namaz hakkında dört vakitten bahsedilmiş, neden beş vakit namaz kılıyoruz?
Değerli Kardeşimiz;
İbadetlerin ve farzların şekil ve adedini, mantık yürüterek değiştirmek mümkün değildir. Zira ya ayette açıktan bahsedilmiş ya da sahih hadis kaynaklarında bu konuda açık naslar mevcut olduğundan, onunla alakalı bizim fikir yürütmemiz uygun olmaz. Sadece hikmetini ve nasılını düşünmeye imkân tanınır.
Rum suresinde şöyle buyrulur:
"Haydi siz akşama girerken, sabaha çıkarken Allah’ı takdis ve tenzih edin, namaz kılın. Göklerde ve yerde hamd, güzel övgü ona mahsustur. Yatsı(1) vaktinde de öğleye girerken de onu takdis ve tenzih edin, namaz kılın!" (Rum, 30/17-18)
Bu ayette dört vakit ifade edilmiştir.
Ama âlimlerimiz bazı ayetlerden ikindi namazının da delillerini şöyle belirtirler:
حَافِظُوا عَلَى الصَّلَوَاتِ وَالصَّلٰوةِ الْوُسْطٰى وَقُومُوا لِلّٰهِ قَانِتٖينَ "Namazlara ve orta namaza devam edin; gönülden boyun eğerek Allah için namaza durun." (Bakara, 2/238)
Orta namazın beş vakit namazdan hangisi olduğuna dair kesin bir delil yoksa da ashab ve tabiîn çoğunluğu bu namazın ikindi namazı olduğu görüşündedirler.(2)
Zira namazlar anlamındaki "salavat" çoğuldur ve en az üç olmalıdır. Bunların ortasındaki anlamındaki "salatü'l-vusta" ifadesi ise, "ve" bağlacıyla bağlandığından bunlardan farklı olmalıdır. Dolayısıyla namazlar, üç adet olsa orta namaz olmayacağından bu namazların en az dört olması gerekir. Dolayısıyla Rum suresinde geçen (17. ve 18. ayetler) namazlar sabah, öğle, akşam ve yatsı namazları olarak kabul edildiğinde, onların ortası olan ikindi namazı "orta ve vusta" namaz olarak ortaya çıkar.
"Gündüzün iki ucunda ve gecenin bir kısmında namaz kıl. Doğrusu iyilikler kötülükleri giderir." (Hud, 11/114)
Gündüzün iki ucu; akşam ve sabah namazıdır, gecenin bir kısmında da yatsı namazı vardır. Üç vakit de bu ayette geçmektedir. Bu ayetin tefsirinde “gündüzün taraflarından ikisinde” ifadesinin öğle ve ikindi namazlarını, “gecenin gündüze yakın saatlerinde” ifadesinin de akşam, yatsı ve sabah namazlarını gösterdiği kaydedilir.
Elmalılı Hamdi Efendi, bu ayetin tefsirinde “gündüze yakın saatleri” ifade eden “zülefen” kelimesinin “zülfe”nin çoğulu olduğuna, Arap lisanında da cem’in ekallinin (çoğulun en azının) üç olduğuna dikkat çeker. Böylece namazın beş vakit olduğunun açıkça ifade edilmiş olduğunu kaydeder.(3)
“... Muhakkak ki, namaz, müminler üzerine vakitleri belirli bir farz olarak yazılıdır.” (Nisa, 4/103)
Ayette, namazın “vakitleri belirli bir farz” olduğu haber veriliyor. Bu belirli vakitler Peygamberimizin (a.s.m) herkesçe bilinen uygulaması olduğu ve Ehl-i sünnet cemaatinin bin dört yüz senedir kıldığı şekildedir. Namazı azaltmaya yönelik ve tamamen nefse dayanan tahminlere gerek yoktur.
"Güneş'in batıya yönelmesinden gece karanlığına kadar namazı kıl. Tanyeri ağarırken de sabah namazını kıl. Zira bu namaz görülmeye değerdir." (İsra, 17/78)
Güneş'in batıya yönelmesinden, gece olana kadar kılınan namaz; ikindi namazıdır. Sabah namazı tekrar edilmiştir.
"Ey Muhammed! Onların dediklerine sabret. Güneş'in doğmasından önce ve batmasından sonra Rabbini tesbih et (namaz kıl), geceleyin ve gündüzün yanlarında da tesbih et (namaz kıl)..." (Taha, 20/130)
Güneş'in doğmasından önce sabah namazı, batmasından sonra akşam namazı, geceleyin yatsı namazı, gündüzün yanlarında öğle ve ikindi namazı kılınacak. Bu ayetle beş vakit namaz sabah, öğle, ikindi, akşam ve yatsı namazları sabit oluyor.
Beş vakit namaz; sabah, öğle, ikindi, akşam ve yatsı namazları, muhtelif ayetlerde zikredilmektedir. Bazen ikisi, bazen üçü, bazen dördü değişik bir ifade ile anlatılmaktadırlar.
Kur’ân-ı Kerîm'in birinci tefsiri hadis-i şeriflerdir:
“Resul-i Ekrem Efendimiz (asm.) şöyle buyurur: Ben namazı nasıl kılıyorsam, siz de öyle kılın.”(4)
“Hac ile ilgili ibadetlerinizi benden alın.”(5)
Evet, namazla ilgili ayetler Resulullah Efendimizin (asm) sözleri ve uygulamaları ile açıklanmış, onun (asm) açıkladığı ve uyguladığı şekilde bütün Müslümanlar tarafından amelî tatbikat olarak günümüze kadar devam ettirilmiştir. Asr-ı Saadet'ten beri her asırda Müslümanlar beş vakit namaz kılmış, hiç kimse bunun aksini söylememiştir. Bu itibarla "Kur'an'da beş vakit namazın bulunmadığı" iddiasının ilmî hiçbir kıymeti yoktur.
Dipnotlar:
1) Bazı kaynaklarda yatsı yerine ikindi diye mana verenler de vardır.
2) bk. Bakara suresi 238. ayette belirtilen orta namaz hangisidir?
3) bk. Hak Dini, Kur'an Dili, İlgili Ayetin Tefsiri, 4/2830.
4) bk. Buhârî, Ezân, 18, Edeb, 27, Ahâd, 1.
5) bk. Ahmed b. Hanbel, III, 318, 366.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar
"Dolayısıyla namazlar, üç adet olsa orta namaz olmayacağından bu namazların en az dört olması gerekir."
Üç adet namazın ortası vardır. İkinci ortadadır. Bu ifadeyi yorumlayamadım.
Önceki cümle ile okunursa anlaşılabilir, devamı niteliğindedir. Tekrar inceleyebilir misiniz?
"Bunların ortasındaki anlamındaki "salatü'l-vusta" ifadesi ise, "ve" bağlacıyla bağlandığından bunlardan farklı olmalıdır. "
Bunlardan neden farklı olduğu sadece VE bağlacı ile bağlanmasından,üçten fazla olduğu nasıl anlaşılabilirki?
حَافِظُوا عَلَى الصَّلَوَاتِ وَالصَّلٰوةِ الْوُسْطٰى
Arabi kaidelere göre çoğul kelimeler mesela "Namazlar" ifadesi en az üç olmalı.
"Orta Namaz" ve bağlacı ile ayrı tutulup, bu üçünden farklı olduğu anlaşılıyor.
Maşallah.
Tabiki sadece ayetten, bu şekilde namazın beş vakit olduğunu bu anlamda söylemek, arabi kaideleri veya ilimleri bilmeyen bizler için zor olur. Hadislerde zaten "beş vakit namazınızı kılınız." deniyor.
Ama yaklaşımınız ve çıkarımınız da namaz vakitlerinin en az beş olduğunu gösteriyor.
Allah razı olsun.