"Onun eşeği, merkebi, dehşetli bir otomobildir veya tayyaredir veyahut sükût lâzım!" Dehşetli araçlar ve "sükût lâzım" kısmını izah eder misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

"Rivayette var ki, 'Deccal çıktığı gün bütün dünya işitir ve kırk günde dünyayı gezer ve harikulâde bir eşeği vardır.'"

"Allahu a'lem, bu rivayetler tamamen sahih olmak şartıyla tevilleri şudur: Bu rivayetler mucizâne haber verir ki, 'Deccal zamanında vasıta-i muhabere ve seyahat o derece terakki edecek ki, bir hadise bir günde umum dünyada işitilecek. Radyo ile bağırır, şark-garp işitir ve umum ceridelerinde okunacak. Ve bir adam kırk günde dünyayı devredecek ve yedi kıt'asını ve yetmiş hükûmetini görecek ve gezecek.' diye, zuhurundan on asır evvel telgraf, telefon, radyo, şimendifer, tayyareden mucizâne haber verir."

"Hem Deccal, deccallık haysiyetiyle değil, belki gayet müstebit bir kral sıfatıyla işitilir. Ve gezmesi de her yeri istilâ etmek için değil, belki fitneyi uyandırmak ve insanları baştan çıkarmak içindir."

"Ve bindiği merkebi ve himarı ise, ya şimendiferdir ki bir kulağı ve bir başı cehennem gibi ateş ocağı, diğer kulağı yalancı cennet gibi güzelce tezyin ve tefriş edilmiş. Düşmanlarını ateşli başına, dostlarını ziyafetli başına gönderir. Veyahut onun eşeği, merkebi, dehşetli bir otomobildir veya tayyaredir veyahut-sükût lâzım!"(1)

Buradaki "dehşet" ifadesini iki türlü anlamak mümkündür:

Birisi, otomobilin o dönemde yeni keşfedilmesinden dolayı insanlar ona, dehşetle, yani şaşkınlık ve hayretle bakıyor, demektir. Şimdi belki bizim için otomobil sıradan bir vasıta olabilir, lakin On Dokuzuncu asrın başlarında bu fevkalade bir binektir.

İkincisi, bu ulaşım vasıtalarının dinsizliğin ve sefahetin yayılmasındaki menfi tesirleridir. Birinci ve ikinci dünya savaşlarında bu vasıtalar insanlığa dolaylı olarak dehşet saçmıştır. Binaenaleyh vasıta nerede ve hangi maksatla kullanılır ise, ona göre hüküm alır. Şerrin emrinde şerre kuvvet verirken, hayrın emrinde hayra kuvvet verir. On Dokuzuncu asrın firavunları bu gibi vasıtaları menfi fikirlerinin yayılmasında dehşetli bir şekilde kullanmışlardır. İslam âleminin işgal edilip istila edilmesinde bu ulaşım vasıtalarının çok mühim bir rolü olmuştur.

Üçüncüsü ise; hem görüntü hem de çıkardığı ses itibarı ile trenin ayrı bir yeri vardır. Geçtiği yerlere adeta dehşet saçıyor. Bu nedenle, bu ifade tren için kullanılmış olabilir.

“Sükût” ifadesinin izahını başka risalelerde net olarak gösteren ikinci bir izah bilmiyoruz. Ancak şu var ki, Üstad'ın "sükût lazımdır" dediği yerde, bizim bir açıklama yapmamız doğru olmaz, tezat olur. Zira "sükût lazımdır" diyor...

(1) bk. Şualar, Beşinci Şua, İkinci Makam.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Okunma sayısı : 21.512
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yükleniyor...