Onuncu Lem'a'da Şamlı Hafız Tevfik abinin başına gelen tokatlardan birincisini tam anlamadım; "Kur'an'ı yazma şevkim gitti." diyor, neden şevki gidiyor?
Değerli Kardeşimiz;
"BİRİNCİSİ: Lillâhilhamd, benim hatt-ı Arabiyem Kur’ân’a bir derece uygun bir tarzda ihsan edilmişti. Üstad'ım en evvel üç cüz bana yazdırmakla sair arkadaşlarıma taksim etti. Kur’ân yazmak iştiyakı, risalelerin tebyiz ve tesvidindeki hizmetime arzumu kırdı. Hem Arabî hattı bulunmayan sair arkadaşlara tefevvuk edeceğim diye gururkârane bir tavırda bulundum. Hatta Üstad'ım yazıya ait bir tedbir bana söylediği vakit, 'Bu iş bana aittir.' o vakit dedim. 'Ben bunu biliyorum, ders almaya ihtiyacım yoktur.' gibi mağrurane söyledim. İşte bu hatama göre, fevkalade, hiç hatıra gelmeyen bir tokat yedim. En az Arabî hattı olan bir kardeşime (Hüsrev’e) yetişemedim. Bizler bütün hayret ettik. Şimdi anladık ki, o bir tokattır." (Lem'alar, Onuncu Lem'a.)
Şamlı Hafız Tevfik Ağabey, Arapçası olduğu için, kendine itimat edip gururlanıyor, diğer talebelere üstünlük davası güdüyor, fakat Kur’an-i Kerim’i yazanların içinde en geride kalmak suretiyle şefkat tokatı yiyor. Şamlı Hafız Tevfik Ağabey, en hızlı ve en güzel yazacağını umarken hatta bunu garanti görürken, Arapça tahsili olmayan Hüsrev Ağabey, Kur’an-ı Kerim’i ondan daha hızlı ve daha güzel yazıyor.
Şamlı Hafız Tevfik Ağabeyin, hizmet-i Kur’âniyede fütur verecek ve şevkini kıracak hareketi ise; Kur’ân yazmak iştiyakının, risalelerin tebyiz ve tesvidindeki hizmetine soğuk baktırmasıdır. Yani Kur’an yazmak sevdası; Risale-i Nur'un hizmetine set çekmiş ve ceza olarak da yukarıda anlatılan şefkat tokadını yemiştir.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü