"Onunla bunu bildik ki mütefavit derecede, kuvvet-i iman nisbetinde ruha bir hâlet verir. Ceset ruhla mültezdir, ruh vicdanla mütelezziz." ifadesinin izahını yapar mısınız?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

"Ey aziz arkadaşım! İkinci yolumuzda, o nuranî tarikte bir hâleti hissettik. O hâletle oluyor hayat maden-i lezzet; âlâm olur lezâiz."

"Onunla bunu bildik ki mütefavit derecede, kuvvet-i iman nisbetinde ruha bir hâlet verir. Ceset ruhla mültezdir, ruh vicdanla mütelezziz." (Sözler, Lemeât)

İnsan hayata ve hadiselere imanın nuru ve hidayetin penceresinden bakarsa, her şey lezzet ve saadet kaynağı hâline dönüşüyor. Mesela; ölüm kâfirin nazarında yokluk ve hiçliğe gitmek iken, müminin nazarında saadet-i ebediyenin bir başlangıcıdır. Buna benzer binlerce hadise, imanlı bir mümine lezzet verirken, kâfire azap veriyor.

İman, insan hayatında ne kadar kuvvet kazanmış ise; lezzet ve saadeti de o nisbette kuvvet kazanır. Yani imanın kuvvetine göre hayattan lezzet alır insan.

İman, ekmek ve soğan gibi bir madde olmadığı için; maddi vicdanda, ruhta ve kalpte yerleşir ve kökleşir. Yediğimiz yemeğin ağızda öğütülmesi, oradan mideye girip hazmedilmesi, sonra da bütün azalara taksim edilmesi gibi; imanla gelen saadet ve lezzet önce vicdanda tecelli eder, onda yankılanır, sonra ruha akseder, daha sonra ruhun vasıtası ile bütün latifelere sirayet eder ve bedende tezahür eder.

Maddi lezzetlerde silsile kesiften nuraniye giderken; iman gibi manevi lezzetler de nuraniden kesife doğru gider. Mesela; ahiret âleminin varlığı önce vicdanı lezzetlendirir, sonra ruha akseder, daha sonra da ince bir şekilde bedeni rahatlatır. Ruh beden ilişkisi o kadar kuvvetli ki, ruh bedenden beden de ruhtan ciddi manada istifade eder.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...