Risale-i Nur hizmetinin kerametinin tevafuklar olması konusunu açıklayabilir misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Her zaman isabet edene tesadüf denilmez." kaidesine göre, tevafukların bir kast eseri olduğu anlaşılır. Çünkü, bazı şeyler insan aklı ve çalışmasıyla olması mümkün değildir. Bundan da anlaşılır ki, meydana gelen o harikulade işte, gaybi bir el hükmediyor. Bu ise ilahi bir ikram ve bir keramet olarak kabul edilir. Üstad Hazretlerinin bu konuda ifadeleri şöyledir:
"Tevafuktaki müdahale-i gaybiyeyi bir mektupta size böyle bir temsille beyan etmiştim. Meselâ, benim avucumda nohut, leblebi, üzüm, buğday gibi maddeler bulunsa, ben onları yere atsam, üzüm üzüme, leblebi leblebiye karşı sıralansa, hiç şüphe kalır mı ki, elimden çıktıktan sonra, gaybî bir el müdahale edip sıralamasın? İşte hurufat ve kelimat o maddelerdir; ağzımız o avuçtur..."(1)
On Dokuzuncu Mektup olan Mu'cizat-ı Ahmediye (a.s.m.) ile alakalı şu tevafuk tespitleri de şayan-ı dikkattir:
"Acemi ve tevâfuktan haberi yok ve bize de daha tevâfuk tezâhür etmeden evvel yazdıkları nüshalarda, lâfz-ı 'Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm' kelimesi bütün risâlelerde ve lâfz-ı 'Kur'ân' beşinci parçasında öyle bir tarzda tevâfuk (Haşiye) etmeleri göründü ki, zerre miktar insafı olan tesadüfe veremez. Kim görmüş ise, katî hükmediyor ki: ‘Bu bir sırr-ı gaybîdir, mu'cizât-ı Ahmediyenin (a.s.m.) bir kerâmetidir.’ "(2)
Dipnotlar:
(1) Barla Lahikası, Mesail-i Müteferrika
(2) Mektubat, On Dokuzuncu Mektup.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü