Risale-i Nur okuyanların ya da tesbihat yapanların sevaplarının ortak olmasına dair elimizde olan veriler nelerdir, izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
“Aziz, sıddık kardeşlerim,
Lâtif ve mânidar ve beşaretli iki hadiseyi beyan ediyorum."
"Birincisi: Meyusâne bir hatıradan müjdeli bir ihtar: Bugünlerde hatırıma geldi ki, hayat-ı içtimaiyeye giren hangi şeye temas etse, ekseriyetle günahlara mâruz kalıyor. Her cihette günahlar serbestçe insanı sarıyorlar. 'Bu kadar günahlara karşı insanın hususî ibadet ve takvâsı nasıl mukabele edebilir?' diye meyusâne düşündüm."
"Hayat-ı içtimaiyedeki Risale-i Nur talebelerinin vaziyetlerini tahattur ettim. Risale-i Nur şakirtleri hakkında necatlarına ve ehl-i saadet olduklarına dair kuvvetli işaret-i Kur'âniyeyi ve beşaret-i Aleviyeyi ve Gavsiyeyi düşündüm. Kalben dedim ki: 'Her biri bin yerden gelen günahlara karşı bir dille nasıl mukabele eder, galebe eder, necat bulur?' diye mütehayyir kaldım."
"Bu tahayyürüme mukabil ihtar edildi ki: Risale-i Nur'un hakikî ve sadık şakirtlerinin mâbeynlerindeki düstur-u esasiye olan iştirak-i a'mâl-i uhreviye kanunuyla ve samimî ve hâlis tesanüd sırrıyla her bir hâlis, hakikî şakirt, bir dille değil, belki kardeşleri adedince dillerle ibadet edip istiğfar eder. Bin taraftan hücum eden günahlara, binler dille mukabele eder. Bazı melâikenin kırk bin dille zikrettikleri gibi, hâlis, hakikî, müttakî bir şakirt dahi kırk bin kardeşinin dilleriyle ibadet eder, necata müstehak ve inşaallah ehl-i saadet olur. Risale-i Nur dairesinde sadakat ve hizmet ve takvâ ve içtinab-ı kebâir derecesiyle o ulvî ve küllî ubudiyete sahip olur. Elbette, bu büyük kazancı kaçırmamak için, takvâda, ihlâsta, sadakatte çalışmak gerektir."(1)
“İçinizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülükten men eden bir cemaat bulunsun. İşte kurtuluşa erenler onlardır.” (Âl-i İmran; 3/104)
“Allah'ın eli cemaatle beraberdir.”(2)
Ebu Hureyre (ra)den peygamberimizin şöyle dediği rivayet edilmiştir:
“İki kişi bir kişiden hayırlıdır. Üç kişi iki kişiden hayırlıdır. Dört kişi üç kişiden hayırlıdır. Cemaat olmanız gerekir. Muhakkak ki, Allah'ın (yardım) eli cemaatle beraberdir. Allah azze ve celle ümmetimi ancak hidayet üzere cem eder, toplar. Bilin ki, cemaatten uzak duran her kişi ateşe düşer."(3)
Muaz (ra)'den Peygamberimiz (asm)'in şöyle dediği rivayet edilmiştir:
“Muhakkak ki şeytan insanın kurdudur, tıpkı tek kalan, sürüden uzaklaşan, kenarda olan koyunu alıp giden davar kurdu gibi. Sakın bölünmeyin. Cemaatin, umumun, mescidin yanında olun.”(4)
İbn Ömer (ra)den Peygamberimiz (asm)'in şöyle dediği rivayet edilmiştir:
"Ümmetim dalalet üzerine asla toplanmaz. Öyleyse cemaatin yanında olun. Muhakkak ki, Allah'ın (yardım) eli cemaatle beraberdir."(5)
İbn Ömer (ra)'den Peygamberimiz (asm)'in şöyle dediği rivayet edilmiştir:
"Cennetin ortasında oturmak kimi sevindirirse, cemaatten ayrılmasın. Çünki şeytan tek kişiyle beraberdir. İki kişiden uzaktır."(6)
Bu ve buna benzer birçok ayet ve hadislerden iştirak-i amel prensibi çıkarılabilir.
Dipnotlar:
(1) bk. Kastamonu Lâhikası, (64. Mektup)
(2) bk. Tirmizî, Fiten 7, hadis no: 2166, Humus 1966; Nesâî, Tahrîm 6.
(3) bk. Kenzü'l-Ummal, c.1, H. No: 1025.
(4) bk. age., c.1, H. No: 1026 ve 1027.
(5) bk. age., c.1, H. No: 1029.
(6) bk. age., c.1, H. No: 1033.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü