"Sen, ey mağrur nefsim! Üzüm ağacına benzersin. Fahirlenme! Salkımları o ağaç kendi takmamış; başkası onları ona takmış." İkinci Fıkra'yı açabilir misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
Üstad Hazretleri burada, bir insanın kendisinden sudur eden iyiliklerden dolayı gurura kapılmaması gerektiğini belirtiyor ve bunun için nefsini kuru bir üzüm ağacına benzetiyor. Üzüm ağacına takılan şurup tulumbacıkları o ağacın işi olmadığı gibi, insandan sudur eden bütün hayırlar da Allah’ın ihsanıdır. Hiç kimse kendi meziyeti ve serveti ile gururlanamaz. Zira Yüce Allah insanı mahlukatın en şereflisi olarak yaratmış, en mükemmel bir şekilde terbiye etmiş, akıl, şuur ve nutuk gibi en büyük nimetleri ona ihsan etmiştir.
Arıyı bal yapabilecek şekilde terbiye eden Yüce Allah, insanı da hayırlı işler yapabilecek bir fıtratta yaratmıştır. Arı, balıyla; ağaç, meyvesiyle; tavuk, yumurtasıyla; koyun, sütüyle iftihar edemeyeceği gibi, insan da meziyetleriyle iftihar edemez, iyilikleriyle gururlanamaz. Bediüzzaman Hazretlerinin buyurduğu gibi; “İnsanın, yaptığı kemalat ve iyiliklerde hakkı yoktur; mülkü değildir, onlara güvenemez.”
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü