"Sen, muhabbetini ona pek pahalı satıyorsun. Verdiğin fiyatın yüz defa ziyade bir mukabil düşünüyorsun. Halbuki onun hakikî makamının fiyatına en büyük muhabbet de ucuzdur." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"HAŞİYE: Çünkü sen, muhabbetini ona pek pahalı satıyorsun. Verdiğin fiyatın yüz defa ziyade bir mukabil düşünüyorsun. Halbuki onun hakikî makamının fiyatına en büyük muhabbet de ucuzdur."(1)
Birisini sırf manevî makamı için sevmek, muhabbetini pahalıya satmak demektir. Çünkü O'nu daima ağır bir yükün altında bırakmış oluruz. O zat her zaman bu makamda görünmeğe ve kendini muhafazaya mecbur hissedeceğinden, ruhen sıkıntı çekmesine vesile oluruz. Buna bu tarzda bakanlar da şayet o manevî makam ondan gitse ya da o makamda olmadığını fark etse, ona olan sevgisi ya tamamen bitecek ya da azalacak. Bu durumda şahsın kendisini değil, unvanını ve makamını sevmiş oluyor.
Halbuki muhabbet ve hürmet, makama ve unvana değil, dine olan hizmetine ve Allah nezdindeki kıymetine göre olmalıdır. Birisini dine olan hizmetinden dolayı seviyor isek, o sevdiğimiz kişinin manevî makamının ve unvanının ne olduğunun bir ehemmiyeti kalmaz. Allah için olan sevgi sağlamdır ve devamlıdır.
Hulasa; hayalimizde büyüttüğümüz bir kişiyi sevmektense, kişiyi olduğu gibi sevmek ve olduğu gibi kabul etmek, en güzel ve hakiki sevgi oluyor. Hayaldeki şahsiyetine verdiğimiz muhabbetin yüz katı karşılık beklemek yanlıştır. Halbuki hakiki makamının fiyatına verdiğimiz muhabbet, tam yerini bulur, bunda israf olmaz.
(1) bk. Kastamonu Lâhikası, 58. Mektup.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü