"Şeytanların tahribatına karşı Cenab-ı Hakk'ın bin bir isminin tecelli etmekte olduğunu" izah eder misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

"Yedinci İşaret: Erkân-ı imaniyeden biri olan kadere tevilsiz iman etmek lazım olduğunu ve günah-ı kebîreyi işleyen mü’min kalabileceğini, fakat, şeytanların tahribatına karşı Cenâb-ı Hakkın bin bir isminin tecellî etmekte olduğunu, Ehl-i Sünnet ve Cemaat olan ehl-i hak mezhebinden ayrılmamak ve Kur’ân’ın çetin ve metin kal’asına girerek Sünnet-i Seniyenin muktezasına tevfik-i hareket eylemekle kurtulmaya muvaffak olunacağını;" (Barla Lahikası, 134. Mektup)

"Şeytanların tahribatına karşı Cevab-ı Hakk'ın binbir isminin tecelli etmekte olduğu" ifadesi, şeytanın ve onun takipçilerinin (nefis ve kötü insanlar) iman ve hakikat üzerinde yapmaya çalıştığı bozgunculuklara karşı, Cenab-ı Hakk'ın sonsuz isim ve sıfatlarıyla müdahale ederek hakikatleri koruması ve doğruları açığa çıkarmasını ifade eder.

Allah, her bir ismiyle, şeytanın ve kötülüğün karanlığına karşı bir nur tutar. Onların planlarını boşa çıkarır ve kendi hikmetini, kudretini ve rahmetini sürekli olarak insanlara gösterir. Allah böyle yapmamış olsaydı, salih insanların şer karşısında başarısı söz konusu olamazdı.

Zira tahrip ve bozmak kolaydır, ama tamir ve tadil etmek çok zordur ve birçok sebep ister. Mesela, bir binayı yüz usta yüz günde çok çaba ve gayretlerle ancak yapar; ama haylaz bir çocuk yüz ustanın yüz günde yaptığı o binayı bir fitili ateşlemek ile bir iki dakikada yıkabilir.

Şeytanın ve şeytanlaşmış insanların mesleği, binayı yıkmak gibi tahrip ve bozmaktır. Dolayısıyla iman ehli insanların mesleğinin tamir ve tadil olduğu, tahribata karşı müthiş bir güce dayanması gerektiği, bu gücün de ancak Allah’ın olduğu gerçeği ortaya çıkıyor.

İşte Allah şeytanların tahrip mesleğine mukabil iman ehli insanlara bin bir ismi ile yardım edip o açığı kapıyor ve iman ehlini başarıya götürüyor. Yoksa Allah’ın desteği olmasa aciz ve fakir insanların mesleği bozmak ve tahrip etmek olan şer karşısında hiçbir başarısı olamazdı.

Özellikle Risale-i Nur'un yazıldığı dönemde, materyalizm, inkârcılık ve ahlaki çöküntünün yaygınlaştığı bir çağda, bu ifade büyük önem taşır. Üstad Hazretleri, bu ayet ve hadis hakikatinden ilhamla, şeytanın ve modern dünyanın yaptığı tahribatlara karşı Kur'an'ın hakikatlerini "binbir isim"in tecellileriyle açıklayarak bir cevap verdiğini ortaya koyar. Risale-i Nur'un kendisi de Allah'ın Rahman, Hakîm, Nur gibi isimlerinin bu asırdaki manevi bir tecellisi ve şeytanın tahribatına karşı bir cevap olarak görülebilir.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 79
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...