Divan-ı Harb-i Örfî
İçerikler
-
"Acaba bahçıvan bir bahçenin kapısını açsa herkese ibahe etse, sonra da zayiat vuku bulsa kabahat kimdedir." cümlesini açıklar mısınız?
-
"Maksadı sivrisinekleri, arıları def etmek değil, belki büyük arslanı ikaz edip kendine musallat etmek ister. Acaba böyle demekle hangi ahmağı kandıracaktır?" yarım suali açıklar mısınız?
-
"Herkes meşrûtiyete yemin ediyor. Hâlbuki ya müsemmâ-yı meşrûtiyete kendi muhalif veya muhalefet edenlere kaşı sükût etse, acaba keffâret-i yemin vermek lâzım gelmez mi?" Yukarıdaki cümlede "keffâret-i yemin verme"yi Üstadımız hangi durum için lüzumlu görüyor. İslam hukuku tabirlerine göre bir misal ile açıklayabilir misiniz?
-
"Şayet zaman-ı mazi cânibinden, Asr-ı Saadet mahkemesinden adaletnâme-i şeriatla davet olunsam; neşrettiğim hakaiki aynen ibraz edeceğim. Olsa olsa, o zamanın ilcaatının modasına göre bir libas giydireceğim." ifadelerini izah eder misiniz?
-
"Belki hafif ve az istibdadı, şiddetli ve kesretli yapmakmış!" Üstad neden hürriyet zamanına zayıf istibdat, meşrutiyet zamanına şiddetli istibdat diyor?
-
"Hakikat tahavvül etmez; hakikat haktır." ifadesine binaen; tevazu, kafire karşı olursa hak olmaktan çıkmaz mı?
-
"Vicdanım beni tâzip etmediği için, o hal bana eğlence gibiydi. Musibetlerin tenevvüü, musikinin nağmelerinin tenevvüü gibi bana geliyordu." izah eder misiniz?
-
Musibet Zamanının Uzunluğundan Uzun Dersler Gördüm, İfadesinin İzahını Yapar mısınız?
-
"Muarradır feza-yı feyzimiz şeyn-i temennadan / Bize dâd-ı ezeldir, zîrden bâlâdan istiğna / Çekildik neşve-i ümidden, tûl-i emellerden / Öyle mecnunuz ki, ettik vuslat-ı leyladan istiğna..." Bu ifadeleri açıklar mısınız?
-
"Çok mâsumların kalblerinden hararet-i hüzünle tebahhur eden "ay," "vay" ve "ah"lar, rahmetli bir bulut teşkil edecektir. Ve âlem-i İslâmda yeni yeni İslâm devletlerinin teşekkülleriyle, o rahmetli bulut teşekküle başlamıştır." Açıklar mısınız?
-
"Yazık! Eyvahlar olsun! Bizdeki unsurlar, ırklar, hava gibi muhtelittir. Su gibi memzuç olmamışlar. İnşaallah, elektrik-i hakaik-i İslâmiyetle imtizaç ederek, ziya-yı maarif-i İslâmiye hararetiyle kuvvet tevlid ederek bir mizâc-ı mutedile-i adalet vücuda gelecektir." Müslüman olan Türk, Kürt, Arap gibi unsurlar için mi bu ifade kullanılmış? Açıklar mısınız?
-
"Tefrika ile müteferrik su gibi katre katre zâyi olan hamiyet ve kuvvetinizi fikr-i milliyetle, yani İslâmiyet milliyetiyle tevhid ve mezc ederek, zerratın câzibe-i cüz'iyeleri gibi bir cazibe-i umumî-i vatanî teşkil,.." izah eder misiniz?
-
Rüstem-i İrani kimdir?
-
Zaloğlu Rüstem hakkında bilgi verebilir misiniz? Kâfir olan birinin, Risale-i Nurlarda (veya diğer İslamî kitaplarda) kahramanlığının emsal olarak kullanılmasının hikmeti nedir?
-
"Hem de meşrutiyet-i meşrua denilen dünyada beşer saadetinin bir sebebi ve hâkimiyet-i milliyeyi temin ile makine-yi hayatın buharı olan hürriyetteki irade-i cüz’iyeyi istibdat ve tahakkümün belâsından kurtaran meşveret-i şer’iyenin mayasıyla mayalandıran meşrutiyet-i meşrua, sizi herkes gibi imtihana davet ediyor ki, sinn-i rüşde bülûğunuzu ve vasîye adem-i ihtiyacınızı görmek istiyor." İzah eder misiniz?
-
"Bu memleket insanlarının makine-i tekemmülâtının buharı diyanettir. Ve bu Asya ve Afrika tarlasının ve Rumeli bostanının çiçekleri ziya-yı İslâmiyet ile neşvünemâ bulacaktır." ifadesini izah eder misiniz?
-
"Dünya için din feda olunmaz. Gebermiş istibdadı muhafaza için, vaktiyle mesâil-i şeriat rüşvet verilirdi. Dinin meseleleri terk ve feda edilmesinden, zarardan başka ne faydası görüldü?" Bu cümleleri izah eder misiniz?
-
"Herkes kendi âleminde bir kumandan olduğundan, âlem-i asgarında cihad-ı ekber ile mükelleftir." İzah eder misiniz? Risaleleri büyük cihad olarak görebilir miyiz?
-
"Ve haklı hürriyetten hakkıyla istifade etmek, imandan istimdad iledir... Bu memleket insanlarının makine-i tekemmülâtının buharı diyanettir." ifadelerini izah eder misiniz?
-
"Her şey hür oldu, şeriat da hürdür, meşrutiyet de." cümlesini izah eder misiniz?
-
"Yeis, mâni-i herkemâldir. 'Neme lâzım, başkası düşünsün.' istibdadın yadigârıdır." Yeis nasıl istibdadın yadigarıdır?
-
"Zira ecnebiler fünun ve sanayi silâhıyla bizi istibdad-ı manevîleri altında eziyorlar. Biz de, fen ve san'at silâhıyla i'lâ-yı Kelimetullahın en müdhiş düşmanı olan cehil ve fakr ve ihtilaf-ı efkâra cihad edeceğiz." İzah eder misiniz?
-
"Yeis, mâni-i herkemâldir." cümlesini örneklerle izah eder misiniz?
-
"Amma cihad-ı haricîyi şeriat-ı garrânın berahin-i kàtıasının elmas kılınçlarına havale edeceğiz." ifadesini izah eder misiniz?
-
"İnsanlar hür oldular, ama yine abdullahtırlar." Bu cümle neye binaen söylenmiş ve manası nedir?
-
"Her bir mü'min i'lâ-i Kelimetullah ile mükelleftir. Bu zamanda en büyük sebebi, maddeten terakki etmektir." cümlesini izah eder misiniz? Burada geçen "mükellef" nasıl oluyor? Bir şeyin mükellef olması için farz olması gerekiyor; bu konuda âyet var mı?
-
"Cumhuriyet ki, adalet ve meşveret ve kanunda inhisar-ı kuvvetten ibarettir. On üç asır evvel şeriat-ı garrâ teessüs ettiğinden, ahkâmda Avrupa’ya dilencilik etmek, din-i İslâma büyük bir cinayettir. Ve şimale müteveccihen namaz kılmak gibidir. Kuvvet kanunda olmalı. Yoksa, istibdat tevzi olunmuş olur." İzah eder misiniz?
-
"Farzda riya yoktur." denilmektedir. Neden farzda riya olmaz veya sünnette riya olur mu?
-
"Zahiren hariçten cereyan eden maarif-i cedidenin bir mecrası da, bir kısım ehl-i medrese olmalı. Tâ gıll ü gıştan tasaffi etsin. ... Bu da ehl-i medresenin dûş-u himmetine muhavveldir." İzah eder misiniz?
-
"İhfâ ve havf riyadandır. Farzda riya yoktur. Bu zamanın en büyük farz vazifesi ittihad-ı İslâmdır..." cümlelerini izah eder misiniz?
-
"Laübaliler iyi bilsinler ki, dinsizlikle kendilerini hiçbir ecnebiye sevdiremezler. Zira, mesleksizliklerini göstermiş olurlar. Mesleksizlik, anarşilik sevilmez." Buradaki "meslek" ne anlama geliyor; "ideoloji" anlamında mı?..
-
"Bu zamanın en büyük farz vazifesi, ittihad-ı İslâmdır." Bu ifadede geçen "farz vazife" tabirini nasıl anlamalıyız?
-
"Meşruta-i meşruaya hâdim eden. Ve adalet-i mahzâsı merhametli olduğundan..." Meşrutiyetle adalet-i mahzanın nasıl bir ilişkisi vardır?
-
"Menafi-i umumiye olan hukukullahı izinsiz tasarruftan sizi tahlis eden..." İzah eder misiniz?
-
Üstad Hürriyete Hitab'ında, "Mütevekkilane, saburane tuttuğumuz ramazan-ı sükutun sevabıdır." derken burada işaret ettiği bir olay mı var; varsa bu olay nedir?
-
"Yâ Rab! Ne saadetli bir kıyamet ve ne güzel bir haşir ki, وَالْبَعْثُ بَعْدَ الْمَوْتِ hakikatinin küçük bir misâlini bu zaman bize tasvir ediyor." cümlesini izah eder misiniz?
-
"Ey mazlum ihvan-ı vatan! Gidelim, dahil olalım. Birinci kapısı, şeriat dairesinde ittihad-ı kulub; ikincisi, muhabbet-i milliye; üçüncüsü, maarif; dördüncüsü, sa’y-i insanî; beşincisi, terk-i sefahettir." İzah eder misiniz?
-
"Asya'nın ve Rumeli'nin köşelerinde medfun olan medeniyet-i kadîme hayata başlamış ve menfaatini mazarrat-ı umumiyede arayan ve istibdadı arzu edenler “Ne olurdu, keşke toprak olaydım!” demeye başladılar." İzah eder misiniz?
-
"Ey hürriyet-i şer'î! Öyle müthiş ve fakat güzel ve müjdeli bir sadâ ile çağırıyorsun..." Hürriyet ile şeriatı nasıl bağdaştırabiliriz?
-
"Yeni Hükûmet-i Meşrutamız mu’cize gibi doğduğu için inşâallah bir seneye kadar,.." Buradaki mucize nedir?
-
"Bütün efkâr-ı fâsideye, ahlâk-ı rezileye ve desais-i şeytaniyeye ve tabasbusata karşı; bu Şeriat-ı Garra üzerine müesses olan kanun-u esasî Azrail hükmüne geçti, onları öldürdü." cümlesini izah eder misiniz?
-
"Hükûmeti varta-yı mevtten tahlis ve bu millet-i mazlumede cevahir-i insaniyeti izhar,.." Hükumeti meşrutiyet mi kurtarmış, hilafet devam etseydi olmaz mıydı?
-
"Bu inkılâb-ı azîmin fatihası mucize gibi başladığı için bir fâl-i hayırdır ki, hâtimesi de pek güzel olacaktır." cümlesini izah eder misiniz?
-
"Zira onlar kâh öküz arabasına binmişler, yola gitmişler; biz birden bire şimendifer ve balon gibi mebâdiye bineceğiz, geçeceğiz." Burayı açar mısınız, zira biz Batı'dan çok geride kalmışız?..
-
"Şimendifer-i kanun-u şer’iye-i esasiyeye amelen ve burak-ı meşveret-i şer’iyeye fikren bineceğiz." cümlesinin geçtiği yeri izah eder misiniz?
-
"Hürriyeti su-i tefsir etmeyiniz; tâ elimizden kaçmasın ve müteaffin olan eski esareti başka kapta bize içirmekle bizi boğmasın. Zira hürriyet, mürâât-ı ahkâm ve âdâb-ı şeriat ve ahlâk-ı hasene ile tahakkuk ve neşvünemâ bulur…" izah?
-
"Hürriyeti su-i tefsir etmeyiniz: ta elimizden kaçmasın ve müteaffin olan eski esareti başka kapta bize içirmekle bizi boğmasın. Haşiye: Evet, daha dehşetli bir istibdad ile pek acı ve zehirli bir esareti bize içirdiler." Burada işaret edilen olay nedir
-
"Biz millet-i Osmaniye erkeğiz." Üstad bunu hangi ölçüye göre söylüyor, Avrupa bu halde kadın mı oluyor?
-
"Ey hamiyetli ebnâ-yı vatan! Cemiyet-i millî ruhlarını feda etmekle saadetimize yol açtılar. Biz de, bazı lezaizimizi terk ile onlara yardım edeceğiz. Zira o sofra-yı nimete beraber oturuyoruz." İzah eder misiniz?
-
"Taht-ı Belkısî gibi beş hakaik-i sabite üzerine teessüs edecek." Buradaki beş hakikati kısaca izah eder misiniz? Belkıs Müslüman mıydı?