Kur’ân, kendi kendini himaye edip hâkimiyetini idame eder
İçerikler
-
"Olan İslami şeair, dinî minarat, İlahi maabid, şer’î maalim itfa olmazsa, İslamiyet parlayacak an be an." Bunlar olduğu halde, neden parlamıyor acaba?
-
"Her bir mabed bir muallim olmuş, tab’ıyla tabâyie ders verir..." Böyle bir dersi mabedlerden ne kadar insan alabilir ki?
-
"Her bir şeair bir hoca-i dânâdır; ruh-u İslamı daim enzara ders veriyor. Mürur-u a’sâr ile sebeb-i istimrar-ı zaman." Her bir şeaairin bir hoca-i dânâ olmasını izah eder misiniz?
-
"Güya tecessüm etmiş envâr-ı İslamiyet şeâiri içinde. Güya tasallüb etmiş zülal-i İslamiyet maabidi içinde. Birer sütun-u iman. Güya tecessüd etmiş ahkâm-ı İslamiyet maalimi..." İzah eder misiniz?
-
"En mütesallib olmalı. En müteyakkız olmalı. Yahut o dar olmamalı, İslamı aldatmamalı. İmanın yeri kalbdir; dimağ ise oluyor mâkes-i nur-u iman..." ifadelerini devamıyla izah eder misiniz?
-
"Yoksa bazıların zannınca iman dimağda olsa, ruh-u iman olan hakkalyakîne, ihtimâlât-ı kesire olur birer hasm-ı bîeman." İzah eder misiniz?
-
"Kalp ile vicdan, mahall-i iman. Hads ile ilham, delil-i iman. Bir hiss-i sâdis, tarik-i iman. Fikir ile dimağ, bekçi-i iman." ifadelerini izah eder misiniz?