İkinci Nokta

İçerikler


  1. "اَحْسَنَ كُلَّ شَىْءٍ خَلَقَهُ " On Sekizinci Söz’ün, İkinci Noktası'nın başındaki âyetle alakalı bilgi verir misiniz?

  2. "Her şeyde, hatta en çirkin görünen şeylerde, hakiki bir hüsün ciheti vardır." Her şeyde denildikten sonra, "hatta en çirkin görünen şeylerde" ifadesinin kullanılmasının hikmeti nedir?

  3. "Kâinattaki her şey ya bizzat güzeldir,.. Veya neticeleri cihetiyle güzeldir." ifadesi esnek midir? Yani "Her şey ya hakikaten şerdir ya bizzat şerdir ya da netice itibariyle şerdir." denilebilir mi?

  4. "Kâinattaki her şey, her hadise ya bizzat güzeldir, ona hüsn-ü bizzat denilir. Veya neticeleri cihetiyle güzeldir ki, ona hüsn-ü bilgayr denilir." ifadelerini açıklar mısınız?

  5. "Bir kısım hadiseler var ki, zahiri çirkin, müşevveştir. Fakat o zahirî perde altında gayet parlak güzellikler ve intizamlar var." Buna göre, her sıkıntılı, karışık ve müşevveş hadisede mutlaka bir hayır ve güzellik aramak gerekiyor mu?

  6. "Tohumlar gibi neşvünemasız kalan birçok istidat çekirdekleri, zahiri çirkin görünen hadiseler yüzünden sümbüllenip güzelleşir." İzah eder misiniz?

  7. Güzellikler, hayırlar, ağır musibetlere, çilelere ve meşakkatlere bağlanmış. Buna bir âdetullah kanunu olarak bakabilir miyiz? Ayrıca; "Bütün inkılaplar ve külli tahavvüller, birer manevî yağmurdur. " cümlesini açıklar mısınız?

  8. "Karın o bârid, tatsız perdesi altında o kadar hararetli gayeler ve öyle şeker gibi tatlı neticeler vardır ki, tarif edilmez." Bu neticeler nelerdir?

  9. "Hem insan, hodgâmlık ve zahirperestliğiyle beraber, her şeyi kendine bakan..." Zahirperest ve hodgâm olan insanın, hadiseleri yanlış değerlendirmesi konusunu biraz açar mısınız?

  10. On Sekizinci Söz'de verilen misaller, gayet kuvvetli ve nefsi susturuyor. Ancak toplum hayatının genel akışı, aynı mantık çerçevesinde düşünmemizi ve doğru karar vermemizi, maalesef, çoğu zaman güçleştiriyor. Burada dengeyi nasıl kuracağız?

  11. "En çirkin ve kaba şeylerde dahi, hilkate, sanata ve gayat-ı fıtrata bakan yüzler öyle güzeldir ki, hacalet, kabalık ve çirkinlik hiç temas etmez." ifadesini nasıl anlamalıyız?

  12. "Menba-ı edeb olan Kur'ân-ı Hakîmin bazı tâbirâtı" ifadesine misal verebilir misiniz? Ayrıca, insanların zahiren çirkin gördükleri bazı "mahlûkların ve hâdiselerin" Allah’a bakan güzel ve hikmetli veçheleri ile alakalı da misal verir misiniz?

  13. "Menba-ı edep olan Kur'ân-ı Hakîmin bazı tâbirâtı bu yüzler ve perdelere göredir." cümlesinin geçtiği yeri izah eder misiniz?

Yükleniyor...