"Kâinattaki her şey ya bizzat güzeldir,.. Veya neticeleri cihetiyle güzeldir." ifadesi esnek midir? Yani "Her şey ya hakikaten şerdir ya bizzat şerdir ya da netice itibariyle şerdir." denilebilir mi?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Bu cümle Risale-i Nur'da şu şekilde geçmektedir:

"Her şeyde, hattâ en çirkin görünen şeylerde, hakikî bir hüsün ciheti vardır. Evet, kâinattaki her şey, her hadise, ya bizzat güzeldir, ona hüsn-ü bizzat denilir veya neticeleri cihetiyle güzeldir ki, ona hüsn-ü bilgayr denilir. Bir kısım hadiseler var ki, zahiri çirkin, müşevveştir. Fakat o zahirî perde altında gayet parlak güzellikler ve intizamlar var."(1)

Her hükmün her önermenin mana-yı muhalifinin doğru ve mutabık olması gerekmiyor.

“Evet, kâinattaki her şey, her hadise, ya bizzat güzeldir, ona hüsn-ü bizzat denilir veya neticeleri cihetiyle güzeldir ki, ona hüsn-ü bilgayr denilir.” Bu cümle Allah’ın yaratma noktasından mutabık bir hükümdür ve doğru bir önermedir. Bu önermeyi doğru ve mutabık kılan şey ise, Allah’a nispet edilmesidir.

Lakin aynı önermeyi tersine çevirip şerre tatbik edersek, bu yanlış bir önermeye dönüşür. Mesela, ateş yemeği pişirince hayır, insanı yakınca şer oluyor; bu sebeple ateşin her tarafına şer diyemiyoruz.

Yine şeytanın yaratılması ve insanlara musallat edilmesi neticeleri itibarı ile hayır iken, insanların kendi iradeleri ile şeytana uyması ise şerdir. Bu yüzden her önermenin ters manası doğru ve mutabık olacak diye bir kaide bulunmuyor.

Mefhum-i muhalif, bir sözden çıkarılan zıt mana demektir. Mefhûm-ı muhâlif; Şâfiîlere göre, hüküm için sahîh, mûteber bir delîl olduğu hâlde, Hanefîlere göre böyle değildir.

Mantıkta her hükmün zıddının doğru olacağı gibi bir anlam çıkarılamaz. Hükmün doğruluğunun sabit olabilmesi için başka illetlere de bakmak gerekiyor.

Fakat bakış açısı mümin ve kafirlere göre eşyanın mahiyetini değiştirebilir. Yani bir müminin, "Bunun zahiri çirkin olsa bile neticesi güzeldir." dediği bir hadiseye, kâfir "Hem zahiri hem de neticesi şerdir." diyebilir. Mesela, Üstadımız Birinci Mektup'ta ölümü anlattığı yerde ölümün nimet taraflarını anlatırken en sonunda "Amma ehl-i dalâlet için, müteaddit Sözlerde kati ispat edildiği gibi, mevt dahi hayat gibi nikmet içinde nikmet, azap içinde azaptır; o bahisten hariçtir."(2) kaydını düşüyor.

Dipnotlar:

(1) bk. Sözler, On Sekizinci Söz.

(2) bk. Mektubat, Birinci Mektup.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 3.250
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...