Söz konusu âyet-i kerimenin, "insanın hayat-ı şahsiye ve içtimaiyesine nasıl baktığını" açıklar mısınız?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

“Gaye, fayda, sır, ahlâk-ı İlâhîye ile tahalluk,” gibi birçok manaya gelen “hikmet” kelimesi, insanın akıl ve kalp âleminde hâkim olursa, o kişinin bütün işleri yerinde ve faydalı olur. Hikmetin zıddı olan “abesiyetten” yani faydasız, lüzumsuz ve boş işlerden uzak kalır.

İnsanın gerek ferdî hayatını, gerek aile ve içtimaî hayatını tanzim eden bütün faydalı esaslar, Allah kelamında kemaliyle yer almıştır. Kur’ân-ı Hakîm’in bütün hükümleri hak ve hakikattir, hepsi hikmetli ve faydalıdır. Bunlara ittiba eden kişi, hikmetin bir diğer tarifi olan “ahlâk-ı İlâhîye ile tahalluk,” şerefine erer. Yani Kur’ân ahlâkıyla ahlâklanır. Allah nelerden razı oluyorsa, o da onları sever ve hayatıyla izhar ve ispat etmeye çalışır. Ve Allah nelerden razı değilse, onlardan nefret eder ve uzak durur. Artık o kişinin bütün işleri ilâhî emir dairesinde cereyan eder. Böyle kişilerden teşekkül eden bir cemiyette de huzur, emniyet, adalet, ahlâk, fazilet gibi ulvî esaslar hükmünü icra ederler.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yükleniyor...