"Cihad" ne demektir?
Değerli Kardeşimiz;
Cihad kavramı daha çok “savaş” manasında kullanılsa da savaşla sınırlı değildir. Nefisle cihad, ilmî cihad, manevî cihad gibi birçok şubeleri vardır.
Nefisle cihada cihad-ı ekber denilmiştir. Rivayete göre Hz. Peygamber (a.s.m.) Tebük Seferinden dönerken; “Küçük cihaddan büyük cihada döndük” buyurmuş ve en büyük cihadın nefisle cihad olduğunu ortaya koymuştur. (Aclunî, I, 424; Razi, XXIII, 72; Beydavi, II, 97)
Habib-i Kibriya Efendimiz, (asm.) büyük bir ordu ile yapılan cihadı küçük cihat olarak vasıflandırmış, nefs-i emmareye karşı olan mücahedeyi ise, büyük cihat olarak nitelendirmiştir. Zira savaşta ölen şahadetlik mertebesine çıkar ve ebedî saadete mazhar olur. Eğer insan, nefs-i emaresine mağlup olursa, o zaman sonsuz şekavete ve mücazata duçar olur.
Demek ki, hakiki mücahid, düşman ordularını mağlup edip, ülkesine ülke katan değil, nefsine karşı cihad edip, onun kötü arzularına galip gelip muzaffer olandır.
İnsanın en mühim vazifesi, nefsini ıslah etmektir. Eğer insan nefsinin ıslahına muvaffak olamazsa, nefis onu, sonu gelmeyen fenalıklara götürür.
“Herkes kendi âleminde bir kumandan olduğundan âlem-i asğarında cihad-ı ekber ile mükelleftir. Ve ahlâk-ı Ahmediye (asm.) ile tahalluk ve sünnet-i nebeviyeyi ihya aile muvazzaftır.” (Hutbe-i Şamiye)
Hz. Peygamber (asm.) Mekke döneminde savaş yapmamakla beraber cihaddan bir an bile geri kalmamıştır. Mekke döneminde savaş farz değildi, fakat cihad emredilmişti. (Ankebut, 69; Nahl, 110. Her iki sure de Mekkîdir.)
Hz. Peygambere “Kâfirler ve münafıklarla cihad et!..” emri de cihad-savaş farklılığına işaret eder. (Tevbe, 73; Tahrim, 9) Zira Hz. Peygamber kâfirlerle savaş yapmış, fakat münafıklara doğrudan kılıç çekmemiştir. Hz. Peygamberin onlarla cihadı, onları ikna ve ilzam etmek, haddi aşarlarsa had cezalarını uygulamak şeklinde olmuştur.
Cihad, cidal ve kıtal, birbirine yakın gibi görünürler ama aralarında bariz farklar vardır. Kıtalde savaşmak, katledip öldürmek esastır. Cidal, bir üstünlük kavgası, menfaat çekişmesi, galibiyet mücadelesidir. Cihad ise gayret etmek, olanca gücünü ve kuvvetini sarf etmek mânâsına gelir. Fakat cihatta bir şart var ki onu diğerlerinden net biçimde ayırır. Bu şart, verilen mücadelenin, yapılan savaşın fisebilillah yani Allah yolunda, Kur’an namına ve İslâm uğrunda olmasıdır. Savaş ve cidal ancak bu şartın gerçekleşmesi halinde cihat olurlar.
“Allah, mallarıyla, canlarıyla mücahede edenleri, derece bakımından oturanlardan üstün kılmıştır.”(Nisâ, 95)
Cihadda hedef, öldürmek değil, ölü kalpleri diriltmek, sönük fikirleri aydınlatmak, donuk hissiyatlara can vermektir. Zulme engel olup adaleti tesis etmektir. İnsanları yurtlarından etmek değil, onlara ebediyet yurdunu kazandırmaktır.
Cihad, “İnsan kurtarma savaşı”dır. Eğer bir takım insanların hak ve hakikate ermesine bir başka grup engel oluyorlarsa bunlarla savaş etmek de cihaddır.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü