"Şu sual sahibi, hakiki kemali bilmiyor, yalnız nispi bir kemal zannediyor..." Hakiki kemal ile nispi kemalin farkına da değinerek devamıyla izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Şu sual sahibi, hakiki kemali bilmiyor, yalnız nispi bir kemal zannediyor. Halbuki, gayra bakan ve gayra nisbeten hasıl olan meziyetler, faziletler, tefevvuklar hakiki değiller; nispidirler, zayıftırlar. Eğer gayr nazardan sakıt olsalar, onlar da sukut ederler."
"Mesela, sıcaklığın nispi lezzeti ve fazileti, soğuğun tesiriyledir. Yemeğin nispi lezzeti, açlık eleminin tesiriyledir. Onlar gitse, bunlar da azalır."
"Halbuki, hakiki lezzet ve muhabbet ve kemal ve fazilet odur ki, gayrın tasavvuruna bina edilmesin, zatında bulunsun ve bizzat bir hakikat-i mukarrere olsun." (Sözler, Otuz İkinci Söz, İkinci Mevkıf.)
Hakiki kemal başkalarına göre olmayıp zatında mevcut olan kemal demektir. Dersin devamında bu konuda yirmiye yakın misal veriliyor. Bunlardan sadece birisi olan "hüsn-ü basarı" yani görmenin güzelliğini misal alarak konuşalım.
Bir insanın görme duygusuna sahip olması onun için bir güzellik ve bir kemaldir. Bu kemal zatî bir kemaldir. Yani görmenin kendisi bir kemaldir, başkalarının görüp görmemesi bu kemali ne artırır, ne noksan eder. İnsanın görmesinin kemali, taşların, ağaçların görmeyip onun görmesi cihetiyle değildir, yani bu kemal gayre bakmaz. Faraza bütün bitkiler ve cansız eşya da görseler onun görme kemalinde bir noksanlık olmaz. Yine faraza bütün insanlar kör olsalar onun görme duygusunda bir artma olmaz.
Başkasına nisbetle mevcut olan kemaller hakiki kemal değillerdir. Üstadımızın beyan ettiği gibi, “Eğer gayr nazardan sakıt olsalar, onlar da sukut ederler.”
Buna dair iki misal veriliyor. Birisi üzerinde kısaca duralım:
“Sıcaklığın nispi lezzeti ve fazileti, soğuğun tesiriyledir.”
Sıcaklıktan alınan lezzet nispidir. Hava ne kadar soğuk olursa, sıcaklık da o kadar fazla sevilir. Soğuk hiç olmasa sıcaklık nedir bilmeyiz ve ondan bi lezzet almayız. Hakiki lezzetler böyle değildir, onun zıddı hiç olmasa da lezzeti ne ise odur, onda bir değişme söz konusu olmaz.
"Halbuki, hakiki lezzet ve muhabbet ve kemal ve fazilet odur ki, gayrın tasavvuruna bina edilmesin, zatında bulunsun ve bizzat bir hakikat-i mukarrere olsun."
Hakiki lezzet zıddı ile bilinen lezzet değil, bizatihi olan lezzettir. Yani bir şey hiçbir zıddı olmadığı hâlde leziz olabiliyor ise, o şey hakiki lezzettir. Ama bir zıddı ile veya başka bir lezzet ile anlaşılıyor ise, o lezzet eksik ve noksandır.
Mesela, sıcaklık nimeti soğukluk ile anlaşılır, yani sıcaklığın kıymetini soğukluk belirler; öyle ise sıcaklık bizatihi bir lezzet değil soğukluk ile kaim olan bir lezzettir.
Allah’ın sonsuz kemali, sonsuz cemali, sonsuz rahmeti bizatihi kemal, cemal ve faziletlerdendir; yani başka bir şeyin yardımı ya da kıyası ile anlaşılan güzellikler sınıfından değildir. Sıcak, soğuk ile anlaşılır, ama Allah’ın cemalinin anlaşılması için başka bir vasıta gerekmiyor.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü