"Sübhaneke la ilmelena illa ma allemtena inneke entel alimul hakîm." ayetinin çok kullanılmasının hikmeti nedir?
Değerli Kardeşimiz;
سُبْحَانَكَ لاَعِلْمَ لَنَاۤ اِلاَّ مَاعَلَّمْتَنَاۤ اِنَّكَ اَنْتَ الْعَلِيمُ الْحَكِيمُ
"Seni her türlü noksandan tenzih ederiz. Senin bize öğrettiğinden başka bilgimiz yoktur. Muhakkak ki sen, ilmi ve hikmeti her şeyi kuşatan Alîm-i Hakîmsin." (Bakara, 2/32).
Bu ayet bütün Risalelerin bitişlerinde ve sonlarında okunan bir gelenek, bir âdet olduğu için, burada ifade edilmiştir. Yoksa konu ile doğrudan bir alakası yok.
Nasıl her işimizin başında besmele çekmek güzel bir âdet ise, bu ayetin Risalelerin sonlarında okunması da Üstad Hazretlerinin güzel bir âdeti güzel bir geleneğidir.
Aynı zamanda bu ayet ilim nimetinin kaynağına işaret eden bir levhadır. Böylece nefis ilmi ile gurura düşmesin.
Külliyat'ta, risalelerin ve mektupların sonlarında yüzde doksandan ziyade, سُبْحَانَكَ لاَعِلْمَ لَنَاۤ اِلاَّ مَاعَلَّمْتَنَاۤ اِنَّكَ اَنْتَ الْعَلِيمُ الْحَكِيمُ ayeti geçer. Bunun hikmetini ise yine Üstadımız İşaratü'l-İ'caz'ın sonundaki bir haşiyede şöyle ifade etmektedir:
"HAŞİYE: İntihabım olmayarak, ihtiyarsız bir tarzda, âdeta umum Sözlerin ve Mektupların âhirlerinde şu âyet [سُبْحَانَكَ لاَ عِلْمَ لَنَاۤ اِلاَّ مَا عَلَّمْتَنَاۤ اِنَّكَ اَنْتَ الْعَلِيمُ الْحَكِيمُ. (Bakara, 2/32).] bana söylettirilmiş. Şimdi anladım ki, tefsirim de şu âyetle hitam buluyor. Demek inşaallah bütün Sözler, hakiki bir tefsir ve şu âyetin bahrinden birer cetveldir. En nihayet, yine o denize dökülüyorlar. Şu tefsirin hitamında, güya her Söz, manen şu âyetten başlıyor. Demek, o zamandan beri, yirmi senedir daha şu âyeti tefsir ediyorum; bitiremedim ki tefsirin ikinci cildini yazayım." (İşaratü'l-İ'caz, Bakara Suresi, 31-33. Ayetlerin Tefsiri, Haşiye)
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar
HAŞİYE İntihabım olmayarak, ihtiyarsız bir tarzda, âdeta umum Sözlerin ve Mektupların âhirlerinde şu âyet (سُبْحَانَكَ لاَ عِلْمَ لَنَاۤ اِلاَّ مَا عَلَّمْتَنَاۤ اِنَّكَ اَنْتَ الْعَلِيمُ الْحَكِيمُ. Bakara Sûresi, 2:32.) bana söylettirilmiş. Şimdi anladım ki, tefsirim de, şu âyetle hitam buluyor. Demek inşaallah bütün Sözler, hakikî bir tefsir ve şu âyetin bahrinden birer cetveldir. En nihayet, yine o denize dökülüyorlar. Şu tefsirin hitamında, güya her Söz, mânen şu âyetten başlıyor. Demek, o zamandan beri, yirmi senedir daha şu âyeti tefsir ediyorum; bitiremedim ki tefsirin ikinci cildini yazayım. (Said Nursî).