"Terbiyeleri için, onların avamperestane ve ifratkârane olan hayalatlarına, o kılıncı bir derece iliştireceğim." ne demektir?
- Muhakemat, daha çok Medine dönemi vahiy konseptine yakın. Ehl-i imana dönük iken, külliyat ise ehl-i dalaleti hedef alıyor. Kâfirler buna layık fakat ehl-i iman farklı bir üslup ve araç hak etmiyor mu? Medine dönemi ayet-i kerimeleri ehl-i imanı rencide etmeden nasıl irşad etmiştir?
Değerli Kardeşimiz;
"Cahil dost, düşman kadar zarar verebilir. Öyleyse şimdiye kadar yalnız düşmanın tarafına bakıp, eldeki elmas kılınçla onların tefritlerini kırardım. Fakat şimdi mecburum, öyle dostların terbiyeleri için, onların avamperestane ve ifratkârâne olan hayalâtlarına, o kılıncı bir derece iliştireceğim. Eğer çendan böyle şahsî şeylerin böyle mebahisatta zikirleri lazım değildir. Fakat şahsiyette kalmadı..." (Muhakemat, Birinci Makale, On İkinci Mukaddeme)
Muhakemat ehli imanı rencide etmiyor, mecaz ve müteşabih ifadeleri zahirine hamledip hurafeye yol açan ve dine düşman kadar zararı dokunan sadık ahmaklara iliştiriyor.
Bazen olur ki bu tarz cahillerin zararı dinsizlerin ki kadar tehlikeli ve derin yaralar bırakır ve bu zarar İslam güneşinin önünde kara bir peçe gibi durur. Bu peçeye hançer atıp yırtan birisi güneşe hizmet ediyor demektir. Bu peçenin nahif ve nazik bir şekilde yırtılması ise söz konusu değildir.
Müspet hareket ve kavl-i leyyin her durumda nazik ve yumuşak olmak anlamına gelmiyor. Hâlin gereğine göre hareket etmek anlamına da geliyor. Sana kılıç çekip boynunu kesmek için gelen bir düşmana nazikane gül atmak ölümüne imza atmak anlamına gelir. Seninle musalaha etmiş bir zımmiye de kılıç çekmek cihat ilan etmek ayrı bir aptal ve ahmaklık olur. Mümin halin gereğine göre hareket eder.
Muhakemat'ın sert tenkitleri sağlam ve katılaşmış batıl duvarının kırılması ve arkasındaki gerçeklerin gün yüzüne çıkması içindir. Katı ve sert duvarlar, naif ve nazik vuruşlarla yıkılmaz ve parçalanmaz.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar
Kahir ekseriyete terettüp edenden umum nasibini alıyor. Hukukta kusursuz sorumluluk kavramı bunu tanımlar. Üstad her ne kadar ehl-i dalaleti hedef alsa da ehl-i iman da bir şekilde maruz kalsa gerek Şimdi zemin yüzünde zulüm ve tahribat, küfür ve isyan ile, nev-i beşer tam tokada kendini müstahak etti ve dehşetli tokatlar yedi. Elbette bir parça hissemiz de olacak.