Üstad, ihlas sırrının bozulmaması için uhrevi makamlar verilse bile bırakmaya kendimi mecbur biliyorum, diyor. Diyelim ki birisine uhrevi makam verildi. Bu iradeyle terkedilebilecek bir mesele midir ki Üstad böyle bir ifade kullanıyor?
Değerli Kardeşimiz;
Ahiretteki manevi makamlar, dünyadaki ameller ile kazanıldığı için, insan dünyadaki ameli terk ederse, ahiretteki makamından olur. Öyle ise bu dünyevi amelleri yapmak, insanlar arasında huzursuzluğa ve ihlasın zedelenmesine sebebiyet verecekken, bunu terk etmekle bu zararlar bertaraf edilebilir ve dolayısı ile amellere bağlı olan makamlar da terk edilmiş olur.
Mesela, birisi güzel bir ders yapıyor. Yalnız bu dersten bazıları enaniyet sebebi ile rahatsız oluyor. Bu rahatsızlık cemaat arasındaki ihlas ve uhuvvetin bozulmasına sebebiyet veriyor. Bu güzel dersi yapan zat, dersin istifade edilmesinden bir takım sevaplar elde ediyor ve bu sevaplar da uhrevi hayatta makamlara dönüşüyor. Bu şahıs sırf cemaatin ahengini düşünerek ders yapmayı terk etse, dersten hasıl olan sevapları ve bu sevaplardan meydana gelecek olan uhrevi makamları terk etmiş oluyor. Buna benzer örnekleri çoğaltmak mümkün.
Bir de Üstad Hazretlerinin "verilse bile" ifadesi, farazi bir değerlendirme olup, ihlas ile hareket etmenin önemine işaret ediyor.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar