Üstad, İmam-ı Rabbani'nin Mektubat'ını tefeül ederek açmış ve kendisinin adına bir mektup çıktığını söylemektedir. Üstad'ın dışında Bediüzzaman lakabı almış kimse yok mu? İmam-ı Rabbani o zamandan Üstad'ımıza nasıl mektup gönderiyor?
Değerli Kardeşimiz;
İmam-ı Rabbani Hazretleri bu mektuplarla, Cenab-ı Hakk'ın izniyle ahir zamanda hizmet edecek kişi veya cemaate nasihat veriyor. Üstad'ımızın da ifade ettiği gibi, İmam-ı Rabbani’nin zamanında da Bediüzzaman isminde bir zatın bulunma ihtimali de vardır.
Fakat Üstad'ımızın tefeül için kitabı eline alıp, ilk açtığında "Mirza Bediüzzaman’a" tabirini görmesi, o zamana kadar Bediüzzaman ismiyle meşhur sadece "Bediüzzaman-ı Hemedanî"den başka iştihar eden birinin olmaması ve bu zatın İmam-ı Rabbanî'den farklı bir zamanda yaşaması, Üstad'ımızın babasının isminin Mirza olması ve doğrudan Üstad'ımızın da kendisine üstad arama vaktine tevafuk etmesi gibi durumlardan dolayı, Üstad'ımız bu mektupların kendisine de hitap ettiği yolunda kanaat getirmesine vesile olmuştır.
İlave bilgi için tıklayınız:
- İmam-ı Rabbani Hazretlerinin "Mirza Bediüzzaman’a Mektup" dediği mektubu yayınlar mısınız?
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar
Tarihte Meşhur Bediüzzamanlar İslâm tarihinde Bediüzzaman Said Nursî'den başka bu isimle meşhur olan üç Bediüzzaman daha vardır. Bunlar:
1. Bediüzzaman-ı Hamedânî: Asıl ismi Ebu'l-Fadl, Ahmed bin Hüseyin'dir. Milâdî, 922'de Hemedan'da doğmuş, orada öğrenim yapmış, 941'de Horasan taraflarına gitmiştir. O yıllarda Ebû Bekir Harezmi edebiyatta meşhur olmuştu. Hiç kimse ona cevap veremiyordu. Bediüzzaman-ı Hemedânî ona cevaplar vermiştir. Makamat ismiyle hikâyeler yazan bu zât, Herat'da yerleşmiş, evlenmiş, 1007 tarihinde vefat etmiştir. Re'fet Ağabeyin suâline verdiği cevapta Bediüzzaman, bu zâtın harika bir zekâya sahip olduğunu ifâde etmiştir. Mektûbat'ta da, "Hicretin üç yüz senesinde, Bediüzzaman-ı Hemedânî'den başka o lakapla iştihar etmiş [meşhur olmuş> zâtları bilmiyordum" diyerek yine bu zatın şöhretine dikkat çekmiştir.
2. Bediüzzaman Ebu'l-Kâsım Hibetullah Hüseyin Bağdadî: Doğum tarihi bilinmemektedir. İslâm felsefesinde, matematik ve astronomide eşsiz birisiydi. Astronomi ile ilgili olarak rasat âletleri icad etmiştir. Hekimliği ve şairliği de vardır. 1139'da vefat etmiştir.
3. Mirza Bediüzzaman. Timur'un torunlarından meşhur Hüseyin Baykara'nın oğlu ve halefidir. Babasının vefatından sonra tahta çıkmış, Özbeklerin hücumu üzerine Şah İsmail'e iltica etmiş Tebriz sarayında yaşamaya başlamıştır. Yavuz Sultan Selim Tebrizi fethettiğinde onu karşılamaya çıkmış; Yavuz da kendisine fevkalâde hürmet göstermiştir. Yavuz ile beraber İstanbul'a gelen Mirza Bediüzzaman, 1517'de vebadan vefat etmiştir. Eyüb civarına defnedilmiştir. Farsça yazılmış şiirleri vardır. İmam Rabbânî, Mektubât isimli eserinde "Mirza~ Bediüzzaman'a Mektup" ismiyle bu zâta iki mektup yazmıştır. Bediüzzaman Said Nursî, bu mektuplarla ilgili olarak şöyle der: "İmam Rabbânî'nin Mektubât kitabını gördüm, elime aldım. Hâlis bir tefeül ederek açtım. Acâip-. tendir ki, bütün Mektûbât'mda yalnız iki yerde Bediüzzaman lafzı var. O iki mektup bana birden açıldı. Pederimin ismi Mirza olduğundan, o mektupların başında "Mirza Bediüzzaman'a Mektup" diye yazılı olarak gördüm. "Fesübhanallah" dedim. "Bu bana hitap ediyor." O zaman eski Said'in bir lakabı Bediüzzaman di. Halbuki Hicretin üç yüz senesinde, Bediüzzaman-ı Hamedânî'den başka o lâkapla iştihar etmiş [meşhur olmuş> zâtları bilmiyordum. Halbuki, İmamın zamanında dahi öyle bir adam vardı ki, ona o iki mektubu yazmış. O zâtın hâli, benim hâlime benziyormuş ki, o iki mektubu kendi derdime deva buldum." (13)... menba.org sayfasindan alinti yapilmistir slm
Büyük zatlar keramet göstermekten haya ederler ve gösterdikleri kerameti de gizleyebildikleri ölçüde gizlerler. Bu yüzden bazı hadiseleri anlamak için detaylı bir şekilde incelemek gerekir. Bu hadiseyide detaylı bir şekilde inceleyince anlıyoruz ki İmam-ı Rabbani hazretleri, asırlar önce Bediüzzaman Said Nursi hazretlerine bir mektup yazarak keramet göstermiştir. Lakin kerametlerini ve büyüklüklerini gizlemek için ve bu tür hadiseleri anlayamayan insanları iftira günahından muhafaza etmek için hem İmam-ı Rabbani hazretleri hem de Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri bu konuyu yeterince açıklamamışlardır. Bu konunun ayrıntısını inceleyince olay tartışmaya mahal vermeyecek bir şekilde anlaşılmaktadır. İmam-ı Rabbani Hazretlerinin iki mektup yazdığı iddia edilen Mirza Bediüzzaman 1517 yılında vebadan ölmüştür. Oysa İmam-ı Rabbani Hazretleri 1563 yılında Hindistan'ın Serhend (Sihrind) şehrinde doğmuştur. Anlayana sivrisinek saz anlamayana davul zurna az.