Üçüncü Mesele olan Üçüncü Risale

İçerikler


  1. "Kur'an-ı Hakîm'in sadık bir hizmetkârı, ne kadar adi olursa olsun Kur'an namına, en büyük insanlara emirlerini çekinmeyerek tebliğ eder..." İzah eder misiniz?

  2. "Hakaik-i imaniyeden bir tek meselenin inkişafı ve vuzuhu, benim indimde binler ezvak ve kerâmâta müreccahtır." Daha keşfedilmemiş hakikat var mıdır, yoksa Risale-i Nur hepsini keşfetmiş midir?

  3. "Hasta evvela kendine bakmalı; sonra hastalara bakabilir." Hasta doktor, hastalara bakamaz mı? Bu cümleden maksat nedir?

  4. İmam-ı Rabbani Hazretlerinin "Mirza Bediüzzaman’a Mektup" dediği mektubu yayınlar mısınız?

  5. Üstad, İmam-ı Rabbani'nin Mektubat'ını tefeül ederek açmış ve kendisinin adına bir mektup çıktığını söylemektedir. Üstad'ın dışında Bediüzzaman lakabı almış kimse yok mu? İmam-ı Rabbani o zamandan Üstad'ımıza nasıl mektup gönderiyor?

  6. "Bu muhtelif turukların başı ve bu cetvellerin menbaı ve şu seyyarelerin güneşi Kur’ân-ı Hakîm'dir. Hakiki tevhid-i kıble bunda olur. Öyle ise, en âlâ mürşid de ve en mukaddes üstad da odur. Ona yapıştım." İzah eder misiniz?

  7. "En âlâ mürşid de ve en mukaddes üstad da odur." Üstad'ın Kur'an'ı üstad kabul etmesi ne demektir? Kur'an insan değildir; ayrı bir varlık gibi anlaşılıyor, burayı nasıl anlamak lazım?

  8. "Nâkıs ve perişan istidadım elbette layıkıyla o mürşid-i hakikinin âb-ı hayat hükmündeki feyzini massedip alamıyor. Fakat ehl-i kalb ve sahib-i halin derecâtına göre, o feyzi, o âb-ı hayatı, yine onun feyziyle gösterebiliriz." İzah eder misiniz?

  9. "Demek, Kur’ân’dan gelen o Sözler ve o nurlar, yalnız aklî mesâil-i ilmiye değil, belki kalbî, ruhî, hâlî mesâil-i imaniyedir. Ve pek yüksek ve kıymettar maarif-i İlâhiye hükmündedirler." Burayı, hassaten "hâlî" kısmı ile izah eder misiniz?

  10. "Sahabelerden ve Tâbiîn ve Tebe-i Tâbiînden en yüksek mertebeli velayet-i kübra sahibi olan zatlar, nefs-i Kur'andan bütün letaiflerinin hisselerini aldıklarından ve Kur'an onlar için hakikî ve kâfi bir mürşid olduğundan gösteriyor..." İzah eder misiniz?

  11. "Kur'ân onlar için hakikî ve kâfi bir mürşid olduğundan..." dersek, Peygamber Efendimizi bir kenara koymuş gibi olmaz mıyız?

  12. "Zahirden hakikate geçmek" ne demektir? Zahir nedir, hakikat nedir?

  13. "Sözler ve Kur’ân’dan gelen nurlar, aklıma ders verdiği gibi, kalbime de iman hali telkin ediyor, ruhuma iman zevki veriyor ve hakeza..." cümlesini açıklar mısınız?

  14. "Güneş varken mumların ışığı altına girmeye ihtiyaç yok. Madem güneşi gösteriyorum; benden mum ışığı istemek manasızdır, lüzumsuzdur. Belki onların bana dua ile manevi yardımla hatta himmetle muavenet etmeleri lazım." İzah eder misiniz?

  15. "Onlar, Nurlardan aldıkları feyze kanaat etmek, onların üstüne haktır." Risale-i Nur'dan başka kaynağa müracaat yanlış mıdır?

Yükleniyor...