Üstad seyyid midir, evetse neden gizlemiştir; gizlemesinin hikmeti nedir? Risale-i Nur Külliyatı'nda, kendisinin seyyidliği ile alakalı birbiriyle çelişkili gibi görünen ifadeleri vardır. Bu ifadeleri nasıl anlamamız gerekiyor?
Değerli Kardeşimiz;
Bediüzzaman Hazretleri, mahkeme müdafaasında “Ben seyyid değilim” der. Üstadı'n resmi kimliğine baktığımızda Nurs’lu olduğu ve Doğu Bölgesinde dünyaya geldiği anlaşılmaktadır. Bu ifade düşünülürken mahkemedeki şartlar dikkate alınmalıdır. Zira Bediüzzaman'ın seyyidliğini kabul etmesi, onların nazarında siyasi manada yorumlanacak ve mahkumiyetine sebep olabilecektir. Halbuki Emirdağ Lahikası-I’in son kısma yakın bir mektubunda ise,
“Ben kendimi seyyid bilemiyorum. Nesiller bilinmiyor. Ancak ben manevi ehl-i beytten sayılabilirim.”(1)
der. Son Şahitlerde, Salih Özcan’ın hatıralarında, Üstad neslinin hem anne ve hem de baba cihetiyle Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'e dayandığını bizzat ifade etmiştir.
Bediüzzaman Hazretlerinin varislerinden Seyyid Salih Özcan'ın naklettiğine göre, bir gün Üstad'la aralarında şu konuşma geçer:
- Salih sen seyyidsin, değil mi?
- Evet! Üstadım.
- Peki Seyyid Salih, sence ben seyyid olabilir miyim?
- Muhakkak Üstadım, siz seyyidsiniz.
- Seyyid Salih, ben anne tarafından Hüseyni, baba tarafından ise Haseni’yim."(2)
Bununla beraber şarkta seyyidlerin büyük bir yekün teşkil ettiği de bilinmektedir. Kendi şahsiyetini nazara vermeyen, şahsiyetini her zaman şahs-ı manevi içinde eriten ve büyük makamlar bile verilse ihlas sırrıyla bu makamlardan içtinap eden birisinden aşikâre eserlerinde seyyid olduğunu beyan etmesi beklenemez.
“Seyyid olanın seyyid değilim demesi günahtır.” ifadesi kanaatimize göre, seyyidliği kesin olarak tescil olunan kişiler hakkında olsa gerektir.
İkinci ve kısa bir cevap:
Dikkat edilirse Bediüzzaman Hazretleri, "Ben Ehl-i beyt'ten değilim" demiyor. "Ben seyyid değilim." diyor. çünkü, Ehl-i beyt'in farklı bir manası yoktur ve olduğu gibi Peygamber Efendimiz (asm)'in soyu kast edilir. Ama "seyyid" kelimesinin, hem " Ehl-i beyt " ve hem de "bir yerin efendisi" anlamına gelen ve tevile açık yönü olan bir kavram olduğu malumdur. Bu nedenle Risalelerde geçen "Ben seyyid değilim." ifadesi, şöylece tevil edilebilir: "Ben bir yerin efendisi ve idarecisi değilim."
Dipnotlar:
(1) bk. Emirdağı Lahikası-I, (205. Mektup)
(2) bk. Tanıyanların Dilinden, Salih ÖZCAN.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar
Ben seyyid değilim” der. Üstadı'n resmi kimliğine baktığımızda Nurs’lu olduğu ve Doğu Bölgesinde dünyaya geldiği anlaşılmaktadır. Bu ifade düşünülürken mahkemedeki şartlar dikkate alınmalıdır. Zira Bediüzzaman'ın seyyidliğini kabul etmesi, onların nazarında siyasi manada yorumlanacak ve mahkumiyetine sebep olabilecektir.
Bu kısmen Yalan değilmidir Bediüzzaman said nursi gibi bir zat şartlar ne olursa, olsun doğruyu konuşmaz mı?